Şube başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, çocuklara yönelik devlet şiddetinin sıradan bir hal aldığına dikkat çekilerek, "Uğur Kaymazların, Mizgin Özbeklerin ve Ceylan Önkolların hesabı sorulmadıkça Kürt çocukları öldürülmeye devam edilecektir."denildi.

Bu şiddetin "devlet terörü" olarak nitelendirildiği açıklamada, "Savaşlar sürdükçe birileri bundan siyasi rant kazanmaya ve de çocuklar ve gençler ölmeye devam edecektir. Savaşan kesimleri, hükümeti ve tüm halkı kanın durması için seferber olmaya ve sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrailli meslektaşlarına üç dilde söylediği ve takdir ettiğimiz "öldürmeyeceksin" sözünü dönüp bir de Kürt halkını biteviye öldüren silahlı bürokrasiye ve kendi valilerine söylemesini tavsiye ediyoruz."ifadeleri kullanıldı.

Basın açıklamasının tam metni:

Çocuklara Yönelik Devlet Şiddetini Kınıyoruz!

Şırnak'ta 'akrep' olarak bilinen zırhlı polis aracı Diren Basan (14) adlı çocuğu ezerek ölümüne neden oldu. Çarpmanın etkisiyle metrelerce uzağa fırlayan Basan, çevredeki vatandaşlar tarafından Şırnak Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, yaşamını yitirdi. Diren Basan'ın ön otopsi raporunda sert bir cismin çarpması sonucu kafatasının parçalandığı ve iç kanamaya bağlı olarak yaşamını yitirdiği belirlendi.

Son dönemlerde Hakkari ve Şırnak başta olmak üzere Kürt illerinde asker, polis ve özel harekat timlerinin 90'lı yıllarda kullanılan ve savaş araçları olarak bilinen panzer ve akrep tipi araçlarla Kürt çocuklarını hedef alması dikkat çekmektedir. Çocukların kollarının kameralar karşısında kırılması, yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmaları, silah dipçiklerle öldüresiye dövülmeleri sıradan bir hal aldı.

Son on yılda öldürülen yüzlerce çocuğun müsebbiplerinden hesap sorulmaması şüphesiz ki, kolluğu çocukları öldürmede cesaretlendirmekte ve çocukları hedef haline getirmektedir. Uğur Kaymazların, Mizgin Özbeklerin ve Ceylan Önkolların hesabı sorulmadıkça Kürt çocukları öldürülmeye devam edilecektir.

Elinde devletin panzeri ve silahı olan resmi görevliler, devletten güç ve cesaret almadan kameralar karşısında kol kıramaz, yerlerde sürükleyemez ve altındaki panzeri çocukların üzerine süremez. Son yıllarda çocuklara yönelen ölümcül şiddet artık ancak "devlet terörü" olarak adlandırılabilir.

Diren Basan'ın feci şekilde ölmesine neden olan olayın ivedilikle araştırılması ve ihmali olanların ortaya çıkarılması gerekmektedir. 14 yaşındaki çocuğun ölümüne neden olan olayın aydınlatılmasını ve rütbe ve bürokratik makamına bakılmaksızın olayda ihmali bulunanlardan derhal hesap sorulmasını talep ediyoruz.

Devlet çocuklara yönelik şiddet uygulamaktan vazgeçmeli ve bu vesileyle ağır ceza mahkemelerinde yargıladığı çocukları derhal serbest bırakmalıdır.

Kürt sorununun operasyonlarla, dağların bombalanmasıyla, sınır ötesi harekâtlarla, seçilmişlerin gözaltına alınmasıyla, işkencelerle, çocukların ağır ceza mahkemelerinde yargılanıp cezaevlerine atılması ve de öldürülmeleriyle çözülmeyeceği ortadadır. Kürt sorunu inkâr, asimilasyon ve imha yöntemiyle çözülemez. Türk ve Kürt gençlerinin ölümüne neden olan bu sorunun ortadan kaldırılmasına yaklaşıldığı bir dönemde bir anda olayların patlak vermesi ve çocukların hedef seçilerek katledilmesi manidardır. Görülen o ki siyasi gelecekleri için kan dökmekten ve savaşı sürdürmekten çekinmeyenlerin gözünde ölen çocukların bir değeri yoktur. Bu kirli savaşta ısrar edenleri şiddet ve esefle kınıyor, protesto ediyoruz.

Savaşlar sürdükçe birileri bundan siyasi rant kazanmaya ve de çocuklar ve gençler ölmeye devam edecektir. Savaşan kesimleri, hükümeti ve tüm halkı kanın durması için seferber olmaya ve sorumluluk üstlenmeye çağırıyoruz. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrailli meslektaşlarına üç dilde söylediği ve takdir ettiğimiz "öldürmeyeceksin" sözünü dönüp bir de Kürt halkını biteviye öldüren silahlı bürokrasiye ve kendi valilerine söylemesini tavsiye ediyoruz.

Av. Serdar Bülent Yılmaz

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı