Özgür-Der: “Anaların Gözyaşları Böyle Dinmeyecek!”
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını ve DTP'ye açılan kapatma davasını protesto etmek için, Diyarbakır başta olmak bölgenin genelinde yoğunlaşan protestolar ve kolluğun tutumu hakkında bir açıklama yaptı.
Öcalan'ın cezaevi şartlarını gerekçe göstererek, sokakların savaş alanına dönmesine neden olacak tarzda eylemlerin yapılmasının provokasyonlara zemin hazırladığını belirten Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, DTP'nin bu tavrını eleştirirken, kolluk kuvvetlerinin de gösterilere sert müdahalede bulunmasını ve bunun sonucunda bir kişinin hayatını kaybetmesine neden olunmasını kınadı.
DTP'li yetkililerin çağrılarının Kürt sorununun çözümüne katkı sunmaktan ziyade, sorunu içinden çıkılamaz bir hale soktuğunun belirtildiği açıklamada, sürekli "barış" vurgusu yapan kesimlerin, şiddet eylemlerine çanak tutması, teşvik ve hatta organize etmesinin, sorunu kangrenleştirdiği ve savaş yanlısı vesayetçi kesimlerin ekmeğine yağ sürdüğü ifade edildi. Açıklamada sorunun çözümü için sorumluluk almak yerine, toplumsal kutuplaşmayı derinleştiren, milliyetçi hamaseti besleyen acıların artmasına neden olan ve militarist oligarşiye mevzi kazandıran yöntemlere başvuranları bu halkın asla affetmeyeceği belirtildi.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi tarafından yapılan açıklama:
Operasyonlar ve Provokasyonlara Davetiye Çıkaran Eylemler Devam Ettikçe,
Anaların Göz Yaşları Dinmeyecektir!
7 Aralık 09 Diyarbakır
Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını ve DTP'ye açılan kapatma davasını protesto etmek için, Diyarbakır'da 6 Aralık'ta düzenlenen gösterilere kolluk güçlerinin müdahale etmesi sonucu yaşanan çatışmalarda, Aydın Erdem (23) isimli üniversite öğrencisi silahla vurularak hayatını kaybetmiştir.
Öldürülen şahsın vurulma anı video görüntüleri ile tespit edilmiş olup, cinayeti işleyen kişinin sivil giyimli biri olduğu ve açtığı ateş sonucu Aydın Erdem'in ölümüne yol açtığı görülmektedir. Polislerle göstericiler arasında yaşanan çatışmalar esnasında, silahla vurularak öldürülen Aydın Erdem'in öldürülmesinde, yaşananlar dikkate alındığında şüpheler kolluk güçleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Toplumda tansiyonun yükselmesine neden olan bu cinayetin görüntüleri derhal analiz edilip, silahı tutan ve tutturanlar bir an önce tespit edilerek hesap sorulmalıdır.
Öte yandan, Kürt sorununun çözülmesi için işletilen sürecin akamete uğratılmasından endişe duyulduğu bir ortamda, DTP'li yetkililerin çağrıları sonucu Kürt illerinin birçoğunda gerçekleştirilen ve provokasyonlara gayet açık olan bu tarz toplu gösterilerin, Kürt sorununun çözümüne katkı sunmaktan ziyade, sorunu içinden çıkılamaz bir hale soktuğu da açıktır.
Darbecilerin ve bu kirli savaştan yıllardır nemalanan zorbaların provokasyonlar için fırsat kolladıkları bir süreçte, Öcalan'ın cezaevi şartlarını gerekçe göstererek, sokakların savaş alanına dönmesine neden olacak tarzda eylemlerin yapılması, gencecik insanların cinayetlere kurban gitmesine sebep olacak çatışmaların yaşanması manidardır. Bölgede yıllardır dinmeyen acıların son bulması için çalıştıklarını belirten ve sürekli "barış" vurgusu yapan kesimlerin, şiddet eylemlerine çanak tutması, teşvik ve hatta organize etmesi, sorunu kangrenleştirmekte, savaş yanlısı vesayetçi kesimlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Böylesi bir kritik eşikte, birtakım siyasi mülahaza ve çıkar hesaplarıyla yapıldığı apaçık olan bu tarz eylemlilikleri asla tasvip etmiyoruz.
Aynı zamanda, gösteriler için izin istenmesine rağmen valiliklerin bu izinleri vermemekte ısrar etmesi, bununla beraber kolluk güçlerinin saldırgan ve intikamcı bir edayla göstericilere müdahalede bulunması, hükümet yetkililerinin ve özellikle de içişleri bakanlığının bölgedeki hassasiyetleri görmezden geldiğinin somut bir kanıtıdır. Sorunu çözmek istediklerini belirtenler, bu kafayla hareket etmeye devam ettikçe, sorun çıkarmaktan başka bir işlev görmeyeceklerdir.
Bizler Özgür-Der olarak, Aydın Erdem'i öldürenlerin meçhullere karışmaması için olayın takipçisi olacağımızı hatırlatıp, bu cinayeti işleyen zihniyeti lanetliyoruz. Kaosa neden olan ve provokatif saldırıları besleyen tüm tarafları kınıyoruz. Ve son olarak diyoruz ki; sorunun çözümü için sorumluluk almak yerine, toplumsal kutuplaşmayı derinleştiren, milliyetçi hamaseti besleyen acıların artmasına neden olan ve militarist oligarşiye mevzi kazandıran bu gibi yöntemlere başvuranları bu halk asla affetmeyecektir.
Av. Serdar Bülent Yılmaz
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı