Minik Ece’nin Sürgün Edilmesi Diyarbakır'da Protesto Edildi
6. sınıf öğrencisi Ece Nur Özel’in başörtü taktığı için başka bir okula sürgün edilmesi Özgür-Der Diyarbakır Şubesi mensupları tarafından protesto edildi.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, 12 yaşındaki Ece Nur Özel'in başörtülü olduğu gerekçesiyle başka bir okula sürgün edilmesine sert tepki gösterdi.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü Binası önünde toplanan Özgür-Der Diyarbakır Şubesi üye ve gönüldaşları ile Ay-Der başta olmak üzere bazı STK temsilcisi kalabalık bir topluluk, açtıkları pankart, taşıdıkları döviz ve attıkları sloganlarla minik Ece'ye reva görülen ilkel uygulamayı protesto etti.
BAŞÖRTÜSÜ ALLAH'IN EMRİDİR
Mehmet Deniz'in yönettiği protesto eylemi, sürgüne gönderilen minik Ece Nur'un babası Murat Özel'in, kızının başörtü takma gerekçesini anlattığı konuşmasıyla başladı. Ece Nur'un babası Özel, konuşmasında, "Saygı ve sevgilerin en güzeline layık olan değerli kardeşlerim, Benim size söyleyeceklerim hayat kitabımız olan Kur'an'dan, Rabbimiz Allah'ın buyruklarıdır. Onlar size arz ediyorum" diyerek Şuara 23-24, Naziat 20-25, Sad 65-66, Duhan 7-8, Saffat 126, Bakara 21-22, Bakara 139, Enam 164, Ahkaf 13-14, Nur 31, Ahzab 59 ayetlerini okudu. Özel, konuşmasını "Hasbunallahvenimelvekil" sözünü üç defa tekrarlayarak sonlandırdı.
"BAŞÖRTÜ AÇILIMI: YA İKNA YA SÜRGÜN"
"Ece Nur Açılım Bekliyor", "Yasak Sürüyor (D)uyuyor musunuz?", "Başörtü Açılımı: Ya İkna Ya Sürgün", "Ece Nur Başörtüsüyle Okumalıdır", "Başörtüsü Kur'an'ın Açık Emridir, Yasaklamaya Kimsenin Gücü Yetmez", "Şiyar Be, Berxwe Bide, Azad Be (Uyan Diren Özgürleş", "Berxwedan Jiyane, Jiyan İslam e (Direniş Yaşamdır, Yaşam İslamdır)" dövizlerinin taşındığı eylemde ikinci konuşmacı olarak sözü Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Serdar Bülent Yılmaz aldı. Yılmaz, yasağı uygulayanların Ak Parti Hükümeti tarafından atanan kadrolar eliyle sürdürüldüğüne dikkat çekerek, "İktidar sorunu çözecek gerekli adımları atmadı. Cumhurbaşkanı değişti, YÖK kadrosu değişti, milli eğitim bürokrasisi değişti ama yasak sürüyor. Ak Partinin atadığı rektörler iş başındayken birçok üniversitede yasaklar hala devam ediyor, buna Dicle üniversitesi de dâhil. KPSS, KPDS, ALES ve benzeri sınavlara girişlerde de sorun devam ediyor. Bu alçaltıcı yasak lise ve ilköğretim okullarında ise çok daha katı" şeklinde konuştu.
ECE NUR YÜZ BİNLERİN SESİDİR
"Sizler bu makamlara geldiniz de ne değişti?" diye soran Yılmaz, bürokratları bu gerçekle yüzleşmeye çağırdı.
Ece Nur'a psikolojik ve fiili baskı uygulayan okul idaresini ve öğretmenleri uyaran Yılmaz, "Bu yaptığınız yasal olmadığı gibi insani de değildir. Yasalar sizlere asla onu sınıftan çıkarma, okula almama ve psikolojik baskı hakkını tanımıyor. Eğer bu şekildeki baskılar devam ederse sorumlular hakkında her türlü yasal işlemleri yapacağımızı da buradan ilan ediyoruz" dedi.
Yüz binlerce başörtülünün simgesi haline gelen Ece Nur'un sahipsiz olmadığının bilinmesini isteyen Yılmaz, "O hepimizin iffetidir, onunla kardeşlik dayanışması içindeyiz ve öyle olacağız" dedi.
BU EZİYETİ REVA GÖRENLERİ ŞİDDETLE KINIYORUZ
Daha sonra topluluk adına basın açıklamasını okumak üzere sözü Özgür-Der Çocuk Kulübü Koordinatörü Leyla Akelma aldı. Sözleri sık sık "Tekbirler, Başörtülü Eğitim Engellenemez, Zulme Karşı Direneceğiz, Uyan Diren Özgürleş, Yaşasın Başörtü Direnişimiz, Kışla Tipi Eğitim İstemiyoruz" sloganlarıyla kesilen Akelma, 12 yaşında bir kız çocuğuna bu eziyeti reva görenleri şiddetle kınayarak, mağduriyetin bir an önce giderilmesini beklediklerini ve olayın takipçisi olacaklarını söyledi.
Islah-Haber / Diyarbakır
Basın açıklamasının tam metni:
HÜKÜMET SUSUYOR, BAŞÖRTÜSÜ SORUNU CAN YAKMAYA DEVAM EDİYOR!
ECE NUR ÖZEL'E REVA GÖRÜLEN ZULMÜ PROTESTO EDİYORUZ!
Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla
Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, cilbâblarını üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Ahzab Suresi 59. Ayet)
Zulüm ve adaletsizlikten medet uman ve varlığını sürdürmek için her türlü hukuksuzluğa başvuran despotik anlayışın, yıllardır hukuksuz biçimde dayattığı ve sayısız insanın mağdur olmasına yol açan başörtüsü yasağı hala yakıcı biçimde devam ediyor. Devletin günahlarıyla yüzleştiği iddiasıyla başlattığı "demokratik açılım" sürecinde bile hiç gündeme getirilmeyen bu yasak nedeniyle ülkenin birçok yerinde her geçen gün yeni mağduriyetlere tanık oluyoruz.
İslam'dan ve İslami hayat tarzının tüm yansımalarından açıkça nefret eden yasakçı anlayış, "kamusal alan" saçmalığının ürettiği keyfi bir dayatmayla; ilköğretim okullarından üniversitelere, özel sektörden resmi dairelere kadar her alanda başörtüsü yasağını hâlâ ısrarla uyguluyor. Sınav başvurularında başörtülü fotoğrafı kabul etmeyen, başörtülüleri sınav salonlarından çıkaran, başörtülü öğrencilerin üniversiteye kaydını engelleyen ve okul gezilerine katılan başörtülüleri otobüslerden indirecek denli faşistleşen egemen sistem, nefretini her fırsatta yeni uygulamalarla teşhir etmekten çekinmiyor.
Allah'ın emri olduğu için başını örten, bunu İslami kimliğinin temel unsuru kabul eden Müslümanlara yönelik bu zulüm bu kez de Diyarbakır'da Hamravat İlköğretim Okulunda kendini gösterdi. Başörtülü olarak okumak isteyen 6. sınıf öğrencisi Ece Nur Özel, başörtüsü gerekçe gösterilerek Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başka bir okula sürgün edildi. Derneğimize başvuran, baba Murat Özel, okul açıldığından beri kızının öğretmenlerin psikolojik baskısına maruz kaldığını, derslerden atıldığını, kimi zaman okuldan geri gönderildiğini ve başörtüsünü açması yönünde sürekli baskılara uğradığını ifade etmiştir. Devletin, bir yandan ilköğretimi zorunlu tutup diğer yandan da başörtülü öğrencilerin eğitimine engel olması, kurulu düzenin despotizminin yanı sıra kadim çelişkilerinin de bir yansımasıdır.
12 yaşındaki bir kız çocuğunun, Rabbinin emri ile eğitimi arasında bir tercihe zorlanması başlı başına bir psikolojik işkencedir. Hem Allah'ın emrini yerine getirip hem de okumak isteyen, bu nedenle de çeşitli baskılara maruz kalan ve arkadaşlarından ayrı düşürülerek sürgün edilen Ece Nur Özel'in bu psikolojiyle gönderildiği okulda başarılı olması ve bundan sonraki eğitim hayatını sağlıklı yürütebilmesi mümkün müdür? Bu hukuksuzluklara yol açanları, 12 yaşında bir kız çocuğuna bu eziyeti reva görenleri şiddetle kınıyoruz.
Bizler Özgür-Der olarak; inancımızı yaşamamız önündeki hiçbir engeli tanımayacağımızı ve bunlara karşı kararlı ve dik biçimde mücadele edeceğimizi yineliyoruz. Ece Nur Özel'in ve onun şahsında bu yasağın altında ezilen tüm mağdurların uğradığı bu zulme karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğimizi, bu sürecin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.
Hükümet de artık anayasa mahkemesinin kararına boyun eğip bu sorunu ötelemekten vazgeçmelidir. Anayasa mahkemesinden daha büyük bir mahkemenin kendilerini beklediğini hatırlatarak, bir an önce bu zulümleri sonlandıracak düzenlemeleri yapmalarını istiyoruz. Ece Nur gibi başörtüsüyle okumakta direnen veya başını açmaya zorlanarak inancıyla ters düşürülen daha on binlerce kişinin çığlığı duyulmalı ve mağduriyetleri giderilmelidir.
Leyla Akelma
Özgür-Der Çocuk Kulübü Koordinatörü