“Lübnan Hizbullah Hareketi” Semineri
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nin "Dünyada İslami Hareket Tecrübeleri"ni konu edindiği seminerler dizisinde bu hafta “Lübnan Hizbullah Hareketi” tartışıldı. Seminer Murat Koç ve Emin Altun tarafından yapılan sunumlarla gerçekleştirildi.
"Karşılıklı anlayış husumetten iyidir. Yardımlaşma ve işbirliği iticilikten iyidir. Allah'a davet, küfürle itham etmekten iyidir. Güçleri birleştirmek, dağıtmaktan iyidir. İşgalciyle çarpışmak, iç ayrılıklara yönelmekten iyidir."
Özgür-Der Selahaddin Eyyubî Konferans Salonunda sekizincisi gerçekleştirilen seminerde, Murat Koç, "Lübnan Hizbullah Hareketi" hakkında tebliğ sunarken, Emin Altun ise sunumu müzakere etti.
Seminerde genel olarak, Lübnan Hizbullah hareketinin ortaya çıkışı, fikri yapısı, mücadele metodu, sosyal ve siyasal faaliyetleri ile emperyalist işgale karşı verdiği destansı direnişten örnekler verildi.
Emperyalistlerin Hesaplaşma Alanı: Lübnan
Mücadele-22 ve Maide-56 ayetlerini okuyarak konuşmasına başlayan Murat Koç, Hizbullah'ı daha iyi anlamak için filizlendiği Lübnan'ın tarihi ve mezhebi yapısını bilmenin önemli olduğunu dile getirerek, bu bağlamda kısa bilgiler verdi.
Lübnan'daki mezhebi yapının yıllarca süren iç çatışmalara ve bunu fırsat bilen emperyalist işgale sahne olduğunu ifade eden Koç, "Osmanlı hâkimiyetinin ardından 1920'de Fransa himayesinde kurulan Büyük Lübnan Devleti, 1943 yılında bağımsızlığını ilan etmiş; ardından ilk olarak 1958'de, daha sonra 1975–90 yılları arasında iç savaşlarla büyük bir yıkıma uğramıştır. Birbirinden farklı idealleri ve çıkarları olan 17 etnik grup ve dinî mezhebin mensuplarını barındırmaktadır. Lübnan, yıllarca bu mezheplerin savaşına sahne olmuştur" dedi.
"İslam ve Gücün Mantığı" Hizbullah'ta Buluşuyor!
Ardından Hizbullah'ın kuruluşu hakkında bilgi veren Koç, "Hizbullah, Fadlullah'ın 76'da yazdığı İslam ve Gücün Mantığı isimli kitabın son paragrafından esinlenerek kuruldu. Hareket, 82 Temmuz'unda kurulurken, 16 Şubat 1985 tarihinde ise açık mektup ile resmi ilanını yaptı.
Hizbullah'ın çekirdek kadrosu 1982 sonları ve 1983'ün ilk ayları boyunca Baalbek'te örgütlendi. Kurucu grup, Necef ve Kum'daki medreselerden mezun, Muhammed Bakır es-Sadr'dan ders almış ve 1970'li yılların sonlarında Lübnan'a dönmüş bir grup Şii molladan oluşuyordu. Liderliklerini Seyyid Abbas Müsavi ve Suphi Tufeyli yapıyordu. İslami Emel, Lübnan'daki Müslüman Ulemalar Birliği, Lübnan Davası ve Müslüman Öğrenciler Birliği. Tüm bu yapılar Hizbullah'ın öncülüğünde bir araya gelerek koalisyon oluşturdular." Şeklinde konuştu.
Teşkilatın Önceliği İsrail İşgaline Direnmektir
İsrail'in 82 işgali sırasında bahsi geçen teşkilatların temsilcilerinden oluşan 9 kişilik grubun, "dokuzlar belgesi" denen 3 temel madde etrafında kenetlenerek Hizbullah'ın temellerini attıkları bilgisini veren Koç, bu maddeleri şöyle sıraladı:
1- İslam, daha iyi bir hayat için en uygun kuşatıcı ve mükemmel bir sistemdir…
2- İsrail işgaline direnmek, kurulacak teşkilatın önceliğidir…
3- Hz. Peygamber'in(sav) ve büyük imamların halifesi sıfatıyla velayet-i fakihin dini önderlik ve komutasını kabul etmek farzdır...
Hizbullah'ın İslam inancı, modernlik ilişkisi, İslam devleti kurma fikri ve teşkilat yapısı hakkında da bilgi veren Koç, şurayı esas alan hareketin, Cihad Kurulu, Siyasal Kurul, Yürütme Kurulu, Parlamenter Faaliyetler Kurulu ve Yargı Kurulu'ndan oluştuğunu ve bu kurulların başkanlıklarını ise şura üyelerinin yürüttüğünü söyledi.
"Güçleri Birleştirmek, Dağıtmaktan İyidir"
Hizbullah'ın ülkede var olan güç ve potansiyelleri işgal ve onun etkileri karşısında birleştirmek için yoğun çaba harcadığını kaydeden Koç, "diğer siyasal güç, parti ve faaliyet gruplarıyla yürüttüğü çalışmaya şöyle bir pratik metottan hareket etti: Karşılıklı anlayış husumetten iyidir. Yardımlaşma ve işbirliği iticilikten iyidir. Allah'a davet, küfürle itham etmekten iyidir. Güçleri birleştirmek, dağıtmaktan iyidir. İşgalciyle çarpışmak, iç ayrılıklara yönelmekten iyidir."dedi.
Sosyal Hizmetler
Koç Hizbullah'ın sosyal hizmetlerle ilgili çalışmalarını ise, "Hizbullah, sosyal hizmetlerle özellikle ilgilenmiştir. Parti, yoksullara hizmet götürme, sosyal dayanışmayı sağlama, zorunlu ve acil ihtiyaçları temin etme gibi konularda asla ihmalkâr davranmamış, bu hizmetleri görevi olarak görmüştür.
İnşaat Cihadı Kurumu, İslami Uyanış Kurumu, Karzı Hasene Cemiyeti, İslami Hayır Cemiyeti, Şehitler Kurumu, İslami Eğitim Kurumu, İslami Direnişi Destekleme Kurumu, Sağlık İşleri Kurumu, el Ahd Gazetesi, Menar TV, İmam Humeyni Merkezi, Spor Merkezleri vb… gibi kurumlarla sosyal işler takip edilir" şeklinde özetledi.
Hizbullah'ın Tarihinde Yaşanan Önemli Olaylar
Hizbullah'ın tarihinde yaşanan bazı önemli gelişmelere değinen Koç, bunları, "Emel-Hizbullah Çatışması, Taif Anlaşması, Abbas Musevi'nin Şehid Olması, 93 Temmuz Saldırısı, 96 Nisan Saldırısı, Nasrallah'ın Oğlunun Şehit Olması, Lübnan Direniş Tugayları, Açlar Devrimi (Şeyh Suphi Tufeyli'nin Partiden İhracı), Zafer (Mayıs 2000'de İsrail'in Güney Lübnan'dan Geri Çekilmesi), 425 Nolu Kararın Uygulanmaması, Şeba Çiftliklerindeki Eylemler, İşbirlikçilerin Yargılanması, Temmuz 2006 Saldırıları, Refik Hariri Suikastı ve Sedir Devrimi, Esir değişimleri ve Tutsakların Özgür Kılınması" şeklinde ifade ederek açtı.
Velayeti Fakih İlkesi Yerine Halk İradesi
Koç'un aksine Hasan Nasrallah'ın "velayeti fakih" felsefesi yerine Lübnan'ın koşullarını göz önünde bulundurarak halk iradesini merkeze aldığını ifade eden müzakereci Emin Altun, Abbas Musavi'nin şahadetinin ardından yerine getirilen Hasan Nasrallah'ın İslam'da zorlamanın olmadığına inandığını ve İslam cumhuriyeti felsefesinin halkın iradesi ve isteğiyle gerçekleşmesi gerektiği savını ortaya attığını söyledi.
Hizbullah'ın parlamento seçimlerine katılmasını da değerlendiren Altun, "Hizbullah'ın parlamento seçimlerine katılmasını değerlendirirken Lübnan'ın şartlarını, mezhebi yapısını ve sistem yapısını göz önünde bulundurmamız gerekir. Lübnan'da her mezhep ve yapı kendi yargı sistemini esas almaktadır. Hizbullah, parlamentoya kendi özgün İslami kimliğini koruyarak ve deklare ederek girmiştir. Öyle ki, BM kararına rağmen silahlı gücünü dahi korumaktadır."
Hizbullah Hareketinden Çıkarılması Gereken Dersler
Hizbullah'ta Lübnanlaşma olgusunun dikkat çektiğini bu durumun açıklanan "2009 manifestosu"nda da açıkça görüldüğünü dile getiren Altun, Lübnan Hizbullah Hareketinden çıkarılması gereken en önemli dersleri ise şöyle özetledi:
Bölgedeki yenilemez güçlü İsrail psikolojisini yenmesi, sosyal faaliyetleri, ekip çalışmaları, düşmanlarını tanıma stratejileri, istihbarat ve eğitim faaliyetler, teşkilat yapıları, yerel sorunlara yaklaşımları ve parlamento deneyimleri.