Kürtçe Her Yerde Özgürce Konuşulabilmelidir!
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi tarafından, Ahmet Türk’ün meclis grup toplantısında Türkçe konuşmasının bir kısmına Kürtçe devam etmesi sonrasında yaşanan tahammülsüzlük ve Türk'ün konuşmasını savunurken “çarşaflıların meclise girmesi kabul edilemez” şeklinde
Basın açıklamasının tam metni:
Kürtçe Her Yerde Özgürce Konuşulabilmelidir!
Dün (24.02.2009) tarihinde DTP eş başkanı Ahmet Türk'ün meclis grup toplantısında Dünya Anadil Günü münasebetiyle ve dillerin kardeşliği vurgusuyla Türkçe konuşmasının bir kısmına Kürtçe devam etmesi gerek meclisteki siyasi partiler, gerek meclis başkanlığı tarafından sert bir tepkiyle karşılanmıştır. Konuşmadan haberdar olduğu ve önceden hazırlık yaptığı anlaşılan Meclis TV de meclis başkanı Köksal Toptan'ın talimatıyla Anayasa ve Siyasi Partiler yasasına aykırı olduğunu gerekçe göstererek yayını kesti.
Bizler renklerin ve dillerin Allah'ın ayeti olduğuna inanıyoruz. Hiçbir dil asla hiçbir gerekçeyle yasaklanamaz. Bunu yapanlar hem insanlığa hem de doğal olarak Allah'ın ayetlerine de savaş açmış olurlar. Türkiye'de de cumhuriyetle yaşıt olan Kürtçe yasağı ile bu savaş sürdürülüyor. Bu konuda kimi olumlu adımlar atılmakla birlikte maalesef çeşitli alanlarda Kürtçe yasağı yakıcı bir tarzda devam ediyor.
Yasağa gerekçe gösterilen ilgili yasaların, gerek meclis başkanınca gerekse de diğer kesimlerce özgürlükler lehine değil de devletçi bir anlayışla ve zorlama bir şekilde yorumlandığı açıktır. İlgili yasaların hiç biri grup toplantılarında Kürtçe konuşmayı yasaklayan bir madde içermemektedir. Yasaların bu şekilde zorlama yorumlarla yasakçı zihniyete zemin kılınması kabul edilemez. Kaldı ki atıfta bulunulan darbe artığı yasaların kendileri de zaten kabul edilebilir değildir. Velev ki bu yasalar Mecliste Kürtçe konuşmayı açıktan yasaklasa bile bu yasağı meşru ve hukuki kılmaz.
Bir yandan Kürtçe meclis tutanaklarına anlaşılmaz bir dil olarak geçirilirken ve yasaklanırken diğer yandan aynı devlet Kürtçe yayın yapan bir televizyon kanalı kuruyor. Bir yandan üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü ile Kürdoloji enstitüsü açılma hazırlıkları yapılırken diğer yandan cezaevlerinde Kürtçe konuşma yasaklanıyor, belediye başkanlarına Kürtçe tebrik kartları ve afişlerden dolayı davalar açılıyor ve Kürtçe marş söyleyen çocuklar mahkemelerde yargılanıyor. Tüm bunlar devletin tutarsızlığının yanında Kürtçeye yönelik kısıtlamaların saçmalığını da gösteriyor. Artık Kürtçenin önündeki tüm engellerin kaldırılması kaçınılmaz olmuştur. Devlet ve hükümet daha fazla hukuksuzluklara neden olmadan Kürtçe karşısındaki bu yasakçı, ikircikli ve muhafazakâr tavrından bir an önce vazgeçmelidir.
Kürtçenin, anadilde eğitimden, Meclis kürsüsüne kadar hayatın her alanında sınırsız ve kısıtlamasız bir şekilde kullanılmasına olanak verecek düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. Ahmet Türk'ün konuşmasının Meclis TV tarafından karartılmasını ve sonrasında Meclis başkanı Köksal Toptan'ın yasakçı açıklamalarını şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz.
Diğer yandan Ahmet Türk'ün, Kürtçe konuşmasını savunurken "çarşaflılar da meclise geliyor, çarşaflıların meclise girmesi kabul edilemez" şeklindeki tesettüre ve tesettürlü bayanlara yönelik yasakçı ifadelerini de aynı oranda kabul edilemez görüyor ve kınıyoruz. Bilinmelidir ki Ahmet Türk'ün başörtüsüyle ilgili bu yasakçı tavrıyla sistemin Kürtçe karşısındaki yasakçı tavrı bizim nazarımızda aynı zihin dünyasının ürünüdür.
Özgür-Der olarak dilimizle dinimizi ayırmıyor, her ikisine de aynı oranda sahip çıkıyoruz. Bu nedenle Ahmet Türk'ün de Köksal Toptan'ın da tavrını kınıyor ve her iki yasakçı anlayışla mücadelemizin süreceğini ilan ediyoruz.
Av. Serdar Bülent Yılmaz
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı