"İslami Mücadelenin Seyri" hakkında sohbet
Bir grup Müslümanla bölge turuna çıkan İktibas dergisi yazarı Hüseyin Alan, Özgür-Der Diyarbakır Şubesi’ni de ziyaret ederek bir seminer sundu.
Dernek mensuplarına yönelik gerçekleştirilen seminerde Alan, "İslami Mücadelenin Seyri: Mekke Örneği" konulu bir sunum yaptı.
Sosyal, siyasal ve ekonomik olarak Mekke'deki toplumsal yapıyı analiz eden Hüseyin Alan, bunu içinde bulunduğumuz toplumsal yapıyla kıyaslayarak Muhammed'(s)ın örnekliği ve rehberliğinde başlayan İslami mücadelenin seyri hakkında bilgi verdi.
Muhammed (s)'in Hayatı Peygamberlerin Hayatıdır
Bütün peygamberlerin hayatının Mekke'de Muhammed(s)'ın öncü ve örnekliğinde karşımıza çıktığına dikkat çeken Alan, "Hz. Muhammed(s)'ın hayatı bütün peygamberlerin hayatıdır. Bütün peygamberlerin hayatı Muhammed(s)'ın hayatında yaşatılmıştır. Muhammed(s)'ın hayatında diğer peygamberlerin mücadelelerinden örnekler vardı. Bunlar; Muhammed'e (as) tecrübe, teselli ve ilham kaynağı olmuşlardır. Bu durum Mekke'yi tanımanın önemini ortaya koymaktadır." şeklinde konuştu.
Muhammed(s)'e vahiy gelmeden önceki durumu hakkında da bilgi veren Alan, Hz. Peygamber'in Cebrail tarafından eğitildiği iddialarına katılmadığını dile getirdi. Muhammed(as)'in "emin" sıfatına dikkat çekti. Hz. Hatice'nin Muhammed(s)'e olan güven ve desteğinin önemi üzerinde durdu.
Açık ve Net Konuşurdu
Muhammed(s)'ın mesajı kısa, açık ve net verdiğinin altını çizen Alan şöyle konuştu; Muhammed (s) açık ve net konuşurdu. Sözünü eğip bükmezdi. Söylemek istediğini açık ve net bir şekilde ifade ederdi. O yüzden kendisine "sen cinlenmiş olamazsın" denilmiştir. Mesajı gizlediği olmamıştır. Konuşmaları on beş dakikayı geçmemiştir. En uzun konuşması veda hutbesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ki, bu mesaj da on beş dakikayı geçmemektedir.
Peygamberi Hareketlerin Tamamı Sistemlere Muhaliftir
Muhammed (s)'ın Mekke'deki cahili düzene karşı muhalif bir duruş sergilediğini ifade eden Alan; "Muhammed' (s)ın getirdiği mesaj, kendisine has yeni değerler manzumesi içeriyordu. Yasası-anayasası olan; sosyal, siyasal, ekonomik hayatın bütün alanlarını kuşatan kurallar öngörüyordu. Muhammed (s)'ın işe öncelikle, toplumu ayakta tutan temel ideolojilerini (din ve asabiye), kuruluş ilkelerini ve yapısal hiyerarşilerinin meşruiyetini eleştirerek başlaması, dikkate şayandır. Eski yapıyı ayakta tutucu veya tamir edici niyet ve söylemde olmamıştır. Eski yapıyı kökten değiştirici ve yeni bir toplum inşa edici olarak ortaya çıkmıştır. Belli olmuştu ki, hemşerileri Muhammed, topluma katılmayı değil, hasarlı yanlarını tamir niyetli değil, içerden bir muhalefeti ve dolayısı ile bir noktada uzlaşmayı değil, tam aksine toplumun kurucu ve ayakta tutucu temellerine esastan muhalefet ederek değiştirmeyi, dönüştürmeyi ve yerine yeni bir toplum inşa etmeyi hesaplıyordu. Yani muhalif bir hareketti. Peygamberlerin tamamı muhalif oldukları sistemi tamamen değiştirmeyi hedeflemişlerdir." şeklinde konuştu.
Katılımcılardan gelen katkı ve sordukları soruların cevaplanmasıyla seminer sona erdi.
(Islah-Haber)