Diyarbakır’da "Ortaçağda Hıristiyan Düşüncesinin Özellikleri" Semineri
Özgür-Der Diyarbakır şubesinin "Alternatif Eğitim Dersleri" kapsamında düzenlediği programların dördüncüsü Cuma akşamı dernek binasında yapıldı.
Özgür-Der Diyarbakır şubesinin "Alternatif Eğitim Dersleri" kapsamında düzenlediği programların dördüncüsü Cuma akşamı dernek binasında yapıldı. Müzakereli seminer şeklinde yapılan programın tebliğini "Ortaçağda Hıristiyan Düşüncesinin Özellikleri" başlığı altında İkram Filiz sunarken müzakeresini ise Yakup Ballı ve İshak Şimşek yaptılar.
Filiz, Ortaçağdaki toplumsal yapıyı, bu yapıda meydana gelen gelişmeleri ve bu gelişmelerin dayandığı düşünce kaynakları üzerinde durdu. Müzakereciler Ballı ve Şimşek ise katkıları ile yapılan sunuma zenginlik katılar.
Ortaçağdaki toplumsal yapıyı "feodalite" olarak özetleyen Filiz, bu yapının ekonomik yapısının kapalı tarım ekonomisine dayandığını bunun; toprak sahiplerinin güçlü oldukları anlamına geldiğini ve bu durumun bu toprak sahiplerini aynı zamanda siyasal iktidar sahipleri kıldığını belirti. Bu düzende sosyal yapıyı belirleyen özelliğinin ise kişilerin toprakla olan ilişkisine bağlandığını ifade etti. Ortaçağdaki düşüncenin kaynağını, "ilk çağın Stoisizm akımı, Platon"un, Aristoteles"in ve Romalı hukukçuların" görüşlerine dayandığını söyledi. Ortaçağı sosyal, siyasal ve kültürel düzenini etkileyen en önemli gücün Hıristiyanlık olduğuna dikkat çekti ve Hıristiyanlık öğretisi üzerinde konuşmasını sürdürdü.
Toynbee'nin "Poulus"tan bu yana kilise babaları Hıristiyanlığın ilk 4–5 yüzyılında Hıristiyan öğretisini Yunan felsefesinin kavramlarıyla açıklamasalardı, kilise hiyerarşisini Roma sivil yönetimi modeline göre örgütlemeselerdi, Hıristiyan ayinlerini Roma ve eski Yunanda kapalı dini törenlere benzer biçime sokmasalardı ve puta taparlık bayramlarını Hıristiyan bayramı kabul etmeselerdi Roma İmparatorluğunda Hıristiyan kilisesinin zaferi gerçekleşmezdi." Sözleriyle Hıristiyanlık öğretisinin dönüşümünü özetlediğine vurgu yapan Filiz, bu dönüşüme günümüzde bazı İslami gurupların alet olduklarına dikkat çekerek sunumunu sonlandırdı.
Yapılan sunumundan ardından ilk müzakereci olarak söz alan Yakup Ballı, on dakikalık konuşma süresini Hıristiyanlığın din devlet ilişkisi bakımından geçirmiş olduğu aşamalar üzerinde durarak bitirdi. Ballı bunları; bizantizm, teokrasi, konkordato sistem ve laiklik olmak üzere dört aşama olarak özetledi.
İkinci müzakereci İshak Şimşek ise, kilisenin Romanın yıkılması ardından ortada tek güç olarak kaldığına ardından Martin Luther"in başlattığı reform hareketleriyle bu etkinliği azalttığına dikkat çekti. Avrupa medeniyetinin ortaya çıkışını kısaca özetledi ve bu medeniyetin ortaçağla kıyaslamasını yaptı. "Karanlık çağ" nitelemesinin "Modern Avrupa"nın kurucularının iddiası olduğuna dikkat çeken Şimşek bu ideologların bu nitelemeyle kendi karanlıklarını örtbas etmeye çalıştıklarını ve bu ifadeyi kullanmamamız gerektiğini söyledi.