Diyarbakır'da “Dünyevileşme ve Bireyselleşme” konuşuldu

Diyarbakır'da “Dünyevileşme ve Bireyselleşme” konuşuldu

Ramazan Çelikal: "Dünyevileşme bir anda ortaya çıkmaz, belli aşamaları izleyerek sıradanlaşır. Her aşamada yanlışa, çelişkiye birtakım gerekçeler aranır, mazeretler öne sürülür"

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Salı sohbetlerinde bu hafta Özgür-Der Batman Şubesi Başkanı Ramazan Çelikal konuk oldu. “Dünyevileşme ve Bireyselleşme” konulu sunum Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Konferans salonunda gerçekleştirildi.

Nureddin Yargıcı’nın Kur’an tilaveti ve Mehmet Deniz’in okuduğu mealin ardından Çelikal sunumunu yapmak üzere söz aldı.

Çelikal, dünyada yaşarken çeşitli kirliliklerle muhatap olduğumuzu ve bu kirliliklere ilişkin imtihan alanlarımızın; “Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katındadır.” (Ali İmran/14) ayetiyle bizlere bildirildiğini hatırlatarak konuşmasına başladı. Ayette bahsedilen imtihan alanlarını izah eden Çelikal, muhatap olduğumuz kirliliklerden korunmanınmümkün olduğunu ifade etti.

Yaşadığımız dünyanın geçiciliği, ebedi olanın iseahiret olduğu hatırlatmalarını “Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!” (Ankebut 29/64) ayetine atıfta bulunarak vurgulayan Çelikal sunumuna aşağıda ana hatlarıyla alıntıladığımız şekilde devam etti:

Modern Dünya Kalıpları

Modern dünyainsanları birtakım kalıplara sokmaya çalışır. Seküler dünyayla uyumlu bu insan tipi; birey, özgürlük ve tanrısız bir hayat başlıkları ekseninde şekillendirilir.

Modern dünya bizleri “özgürleştirerek”birey haline getirme amacı güder. Bu bağlamda “herkesin doğrusu kendisine” algısının merkeze alındığı; uyarıya, nasihate, öğüteMüslümanların en temel vazifesi olan emr-i bilmaruf ve nehy-i anilmünkere kapalı bir “özgür birey” tipi ve ikili ilişki modeli ikame edilmek istenmektedir. Üstelik ikame edilmek istenen bu hayatta tanrıya da yer yoktur.

Bu Hastalık Müslümanlara Nasıl Bulaşıyor?

Dünyevileşme hali bir anda ortaya çıkmaz. Bu hastalıklar ilk etapta belli aşamaları izleyerek sıradanlaşır. Her aşamada yanlışa, çelişkiye birtakım gerekçeler aranır; değişen mazeretler öne sürülür. Hayat devam ederkenbu kirlenişler değişik sebeplerle gerçekleşir:

Bu bazen rızık endişesi, bazen hak ettiği düşünülen mevkie gelmek ya da ulaşılan pozisyonu korumak olur. Bazen daha konforlu ve huzurlu bir hayat sürme arzusunun bir tezahürü olarak karşımıza çıkar. Kimi zaman da ilkesizlik temelinde kurulmuş bulunan ilişkilere boyun eğmek şeklinde bu kire bulaşılmaktadır.Siyasilerle, güç odaklarıyla, iktidarla çıkar temelli kurulan ilişkiler de bu kire bulaşma sebepleri olarak karşımıza çıkar.Ticari fırsatları kaçırmamak için faize bulaşmak, siyasi ikbal sağlar umuduyla resmî ideolojik putlara tazimde bulunmak, daha iyi bir kariyer adına müfsid insanlara temenna etmek, eş dost ve yakınların tasvibini kazanmak adına hak etmediklerini elde etmelerine aracılık yapmak vb. bir dizi tavır hep aynı gerekçeyle, zaruret izahıyla savunulur.

İbadet – Ahlak – Hassasiyet Dengesinin Bozulması

Dünyevileşme kirinin yansımaları ibadetlerde sıradanlaşma ve azalmayla kendisini göstermeye başlar. Kimi zaman ise ibadetlerde zahiren bir sorun görülmese dahi para veya dünya nimetleriyle kurulan sorunlu ilişki göze çarpmaktadır.

Örneğin namaz kılan bir kişi yazdığı çekin karşılıksız çıkmasında problem görmüyorsa sorunvar demektir. Pazartesi-perşembe oruçlarını tutuyorsun ancakemrinde çalışan işçilerin haklarını vermiyorsun.Burada karşımıza seküler bir zihin çıkmaktadır ve bu zihin biçimi bizleri dünyevileşmeye sevk edebilmektedir.

Dünyevileşmeyi Meşrulaştırıcı Argümanlar

Müslümanların çeşitli gerekçelerle dünyevileşme hastalığını meşrulaştırdığını görülmektedir. Bunlara “dünya nimetleri Müslümanlar içindir.”, “zekâtımı verdikten sonra istediğim gibi harcarım.”, “Müslümanlar en iyisine layıktır”, “Müslüman bu nimetlerden mahrum mu kalsın” söylemleri örnek verilebilir. Bu argümanlar daha fazla tüketmemize, sınırsız tüketmem arzusuylaher zaman daha üst bir noktayı hedefler pozisyona gelmemize neden olabiliyor.

Bu çerçevede iki uç yaklaşım meseleyi sağlıklı zemine oturtmamızı engelliyor.Birincisi; ihtiyaç tanımına ilişkindir. Aslında ihtiyaç “İnsanın asgari düzeyde hayatını devam ettirebilmesi için gerekliolanşeylerdir.” İkincisi; “İhtiyacın ne olduğunu kimse belirleyemez, sınır koyamaz” yaklaşımıdır.İnsanın ihtiyaçlarısınırsız ise ihtiyaç hissetmediği hiçbir şey yoktur. Her şey ihtiyaç olabilir. Üretim için tükettirmek gerekir. Siz de ihtiyaçla ilgili bu tanımı kabul ettiğinizde tüketim artık sorun haline gelmez. Hâlbuki Müslümanların, tüketimi bir problem olarak görmesi gerekir.Bu bağlamda ihtiyaç hiyerarşisini doğru kurmamız gerektiğini vurgulamalıyız. Yaşadığımız dönemde bu ihtiyaç hiyerarşimizikim belirliyor. Allah mı, biz mi çevre mi?

Dünyevileşmenin Diğer Nedenleri

Emr-i Bil maruf görevinin zayıflaması veya bitmesi bunlar arasında en önemlilerinden biridir.Bu sorun; ilişkilerimizde birbirimize karşı yanlışları söyleyememe, eleştiri yaptığımızda karşı tarafın gardını alıyor olması, nasihat ile karşılaşıldığında dinlememe problemi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Tatil kültürünün hayatımızda merkezi bir yer alması da bir diğer problemdir. Elbette rahatlamak dinlenmek vb. için imkanlarımız dahilinde tatil yapılabilir ancak bu bir zorunluluk pozisyonunu aldığında bu da dünyevileşmemize, kirlenmemize neden olabilmektedir.

Dünyevileşmekten Korunma Yolları ve Çözümleri

Eşya ile Kurduğumuz İlişki

Eşyaya bakışımız emanet eksenli olmalıdır. Oysa bizler eşyayı, malı sahiplenme pozisyonuna girerek onu koruma güdüsüyle olumsuz örnekler sergileyebiliyoruz. Mala dönük hırsın insanı getirdiği pozisyona örnek olarak Uhud Savaşındaki kırk okçunun mevzilerini terk etmesi öne sürülebilir. Mal fitnesinin dünyevileşmeye olan etkisini bu örnek gözler önüne sermektedir.Bu çerçevede maddi yönden üsttekilere değil, aşağıdakilerini örnek almalıyız.

Aile, Cemaat ve Ümmet

Aile, cemaat, ümmet üçlüsüne dikkat edilmelidir.Çocuklarımıza ve gençlerimize ne yapıp edip dünyevileşme belasını fark ettirebilmeliyiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi frenlemekte zorlanıyoruz ve dünyevileşme bizleri çocuklarımız üzerinden vuruyor.

İslami Mücadele Gayreti ve Ölümü Hatırlamak

İslami mücadelenin ve gayretlerin içerisinde olma, zamanımızın önceliğini bu işler için ayırmak bu hususta önem arz eder. Ahireti gündemlerimizin olmazsa olmazı olarak kılmalı ve ölümü sürekli hatırlamalıyız.

İnfakları Çoğaltmak

Dünyevileşme bizleri en fazla mal üzerindenvurduğuna göre buna engel olmak için infaklarımızı çoğaltmalıyız.Dünyevileşmenin panzehri infaktır.İhtiyacı olduğu halde vermeyi ve isarı teşvik etmeliyiz.

Nasihatleşme ve Teyakkuz Hali

Birlikteliğimizde uyarı ve nasihatleşme geleneği oluşturmalı, yanlışlarımızı birbirimizin yüzüne söyleyebilmeliyiz. Bunu gerçekleştiremezsek yarınımız bugünümüzden daha iyi olmayacaktır. Birbirimizi uyarmayı, emri bil maruf nehy anil münker görevimizi bir farz-ı ayn olduğu dahi öne sürülebilir. Bu bağlamda hiçbirimizin imtihan noktasında garantisi olmadığını bilmeli ve hayat boyu, her an teyakkuz halinde olmalıyız.

Program soru-cevap-katkı aşamalarının ardından sona erdi.

diyarbakirsali-25-1.jpg

diyarbakirsali-25-2.jpg

diyarbakirsali-25-2-ramazan-celikal.jpg

diyarbakirsali-25-3.jpg

diyarbakirsali-25-5.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler