Diyarbakır’da “Demokrasi” tartışıldı
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nin düzenlediği eğitim dizisinde bu hafta “Tarihsel arka planı ve idare sistemi olarak demokrasi” konusu işlendi.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nin "Alternatif Eğitim Dersleri" kapsamında düzenlediği programların beşincisi dün akşam dernek binasında yapıldı. Programda, Nureddin Yargıcı "Tarihsel arka planı ve idare sistemi olarak demokrasi" konulu bir seminer sundu.
Seminerde; tanımı, tarihsel arka planı-ortaya çıkışı, tarihsel gelişimi ve idari sistem olarak demokrasi ele alındı.
HALKIN EGEMENLİĞİNE DAYANAN GÖRÜŞ
Demokrasinin tanımı üzerinde durarak konuşmasına başlayan Nureddin Yargıcı, eski Yunanca'da "demos" (halk) ile "kratos" (iktidar) kelimesinin birleşmesinden oluştuğunu ifade ettiği demokrasiyi, terim olarak "halkın iktidarı ya da egemenliği" olarak özetledi. Demokrasi, "tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir." diyen Yargıcı, Eski Yunan'daki ünlü filozoflardan Aristo ve Eflatun'un o zamanlarda halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı ifadelerle demokrasiyi eleştirdiklerine dikkat çekti. Bununla beraber demokrasinin diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın olarak kullanılan devlet sistemi haline geldiğine işaret etti.
KADINLAR VE KÖLELER OY KULLANAMIYOR
Yargıcı, demokrasiye getirdiği tanımın ardından kavramın ilk olarak uygulandığı yer üzerinde durdu. Demokrasinin ilk olarak eski Yunanistan'da, uygulandığını ifade eden Yargıcı şunları kaydetti: "Demokrasi ilk olarak eski Yunanistan'da, şehir-devletlerinde uygulandı. Doğrudan demokrasiye çok yakın olan bu sistem Atina demokrasisi olarak da anılır. Teoride bütün yurttaşlar mecliste oy verme ve fikrini söyleme hakkına sahiptir. Fakat uygulama farklıdır. O günün koşullarına göre kadınlar, köleler ve o şehir-devletinde doğmamış olanların (metikler, yerleşik yabancıların) bu haklara sahip olmadıklarını görmekteyiz."
DEMOKRASİNİN TARİHSEL SÜRECİ
Eski Yunan'da ortaya çıkan demokratik işleyişin zamanla geliştiğine ve dünyanın önemli gündem maddelerinden biri haline geldiğine dikkat çeken Yargıcı, Orta Çağda demokrasinin gelişme süreci içindeki en büyük olayın İngiltere'de kralın yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlayan Magna Carta Libertatum'un (Büyük Sözleşme) ilan edilmesi olduğunu söyledi. 18. ve 19. yüzyıllara gelindiğinde demokrasinin, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile hızlıca yükselen bir değer haline geldiğini ifade eden yargıcı, 1789 Fransız Devrimi'ne gelindiğinde ise hazırlanan anayasa ile iktidarın, halkın seçeceği bir parlamento ile kral arasında paylaştırıldığını belirti. 20. yüzyıla gelindiğinde demokrasinin hızlı bir değişme ve gelişme gösterdiğini kaydeden Yargıcı, bu değişim ve gelişimlerden ülkeler üzerinden örnekler verdi.
"TAM KATILIM HAKKI 20. YÜZYILDA VERİLDİ"
Çoğunluk, azınlık, fakir veya zengin olsun demokrasilerin ortak yönünün halka dayanmak olduğunu ancak pratikte bunun gerçekleş(e)mediğinin altını çizen Yargıcı, günlük hayatta halkın, bir ülkede yaşayan tüm insanları kapsadığı düşünülse de pratikte demokrasi, tarihinden beri –sürekli olarak genişletilse de- halka bir sınırlama konduğunun görüldüğünü verdiği örneklerle açıkladı. Bu örneklerden birinin de Fransız Devrimi'nden sonra yapılan seçimlerde görüldüğünü ifade eden Yargıcı, bu dönemde oy verme hakkının sadece belli miktarda vergi verebilen vatandaşlara tanındığına dikkat çekti. Onca yol kat etmesine rağmen siyah ırkın ancak 1960'larda ABD'nin güney eyaletlerinde ilk kez oy kullanabildiğini söyledi. Kadınlara seçme hakkının ise ilk kez 1893'de Yeni Zelanda'da verildiğini anımsatan Yargıcı, seçimlere tam katılım hakkının 20. yüzyıla kadar hiçbir ülkede verilmediğinin görüldüğünü ifade etti.
DEMOKRATİK SİSTEMLER
Daha sonra demokrasi tarihinde uygulanan sistemler üzerinde duran Yargıcı bunları kısaca beş grupta topladı:
- Sosyal demokrasi
- Kalkınmacı demokrasi
- Klasik demokrasi
- Koruyucu demokrasi
- Liberal demokrasi
Yargıcı, bu sistemler arasında en revaçta olan ve güçler ayrılığı ilkesine dayanan liberal demokrasinin işleyişini ise beş madde altında açtı:
a) Seçimlerin yapılması
b) Güçler ayrılığı (yasama, yürütme ve yargı)
c) Çoğulculuk
d) Temsil
e) Sivil ve siyasi düşünceler
Seminer, katılımcılardan gelen katkı ve sordukları soruların cevaplanmasıyla son buldu.
Emin Altun / Haksöz-Haber