Diyarbakır Özgür-Der Şubesi, Hizbullah Operasyonlarını Kınadı
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır başta olmak üzere bazı kentlerde gerçekleştirilen keyfi operasyonları kınadı.
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada, CMK 102. madde gereğince yaşanan tahliyeler sonrasında yaşanan gelişmelerin linç kampanyasına çevrildiğine dikkat çekilerek, baskınların hiçbir mesnede dayanmayan; keyfi olarak uygulanan hukuksuzluk örneği olduğu vurgulandı.
Operasyonların örgütlenme özgürlüğünün devlet eliyle açık biçimde ihlal edilmesinden ibaret olduğunun belirtildiği açıklamada, "bu yönüyle, devletin kendi hukuk sisteminin omurgasızlığı nedeniyle yaşanan tahliyelerin adeta intikamı alınmak istenmektedir. Hukuku tesis edemeyen devlet, bu beceriksizliğinin üstünü örtebilmek için kolluk güçleri üzerinden, kabul edilemez hukuksuzluklara yenilerini eklemektedir." denildi.
Sistemli olarak yürütülen devlet lincinin kınandığı açıklamada, "İslami kuruluşlara yönelik sistemli olarak yürütülen bu devlet linçini kınıyoruz ve devleti insan haklarına ve hukuka riayet etmeye çağırıyor, baskınların bir an evvel son bulmasını ve haksız biçimde gözaltına alınanların, tutuklananların derhal serbest bırakılmasını bir kez daha talep ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tam metni:
Gözaltı Hukuksuzluğuna Derhal Son Verilmelidir!
Bugün sabaha karşı Diyarbakır, Batman, Mardin, Nusaybin, Şırnak, Cizre, Urfa, Siverek, Siirt, İstanbul, İzmit gibi yerlerde Mustazaf-Der, Peygamber Sevdalıları Platformu, Hak ve Özgürlükler Platformu, Umut-Der, Bilge-Der, Şefkat Eli Derneği, Enfa-Der, İkra-Der, Özgür Kudüs Platformu derneklerine ve bu derneklerin yönetim kurulu başkan ve üyelerinin evlerine Terörle Mücadele ekiplerince eşzamanlı operasyon yapılmıştır. Aralarında bahsi geçen derneklerin başkanlarının da bulunduğu çok sayıda kişi bu baskınlar sonrası gözaltına alınmışlardır.
CMK 102. madde gereğince tutuklu yargılanan binden fazla kişiyle birlikte birkaç Hizbullah sanığının da tahliye edilmesiyle başlayan süreç, bu cemaatle bağlantılı olduğu iddia edilen çeşitli İslami dernekler için bir linç kampanyasına dönüştürüldü. Yasal bir niteliğe sahip olan bu kurumlara yönelik baskınların hiçbir mesnede dayanmaması; keyfi biçimde üyelerinin-yöneticilerinin gözaltına alınmaları tam bir hukuksuzluk örneğidir.
Söz konusu derneklerin faaliyetleri, yasal denetim kapsamında olmasına rağmen; terörle mücadele ekipleri tarafından baskınlarla derneklerin altının üstüne getirilmesi, gönüllülerine terörist muamelesi yapılması ise örgütlenme özgürlüğünün devlet eliyle açık biçimde ihlal edilmesinden başka bir anlama gelmemektedir. Bu yönüyle, devletin kendi hukuk sisteminin omurgasızlığı nedeniyle yaşanan tahliyelerin adeta intikamı alınmak istenmektedir. Hukuku tesis edemeyen devlet, bu beceriksizliğinin üstünü örtebilmek için kolluk güçleri üzerinden, kabul edilemez hukuksuzluklara yenilerini eklemektedir.
Bir yandan özgürlüklerin önü açılırken, diğer yandan belirli alanlarda özgürlükler daraltılmaktadır. Şiddet içermeyen her türlü örgütlenme ve faaliyet yasal olmasına karşın söz konusu derneklere uzun zamandır yapılan baskınları hukuk ve yasalar çerçevesinde anlamak mümkün değildir. Savcılığın ve kolluğun elinde baskınları yasal kılacak deliller, bulgular ve gerekçeler varsa kamuoyuna açıklanmalıdır. Kanaatimiz baskınların keyfilik içerdiği ve sindirme amacı taşıdığı yönündedir.
İslami kuruluşlara yönelik sistemli olarak yürütülen bu devlet linçini kınıyoruz ve devleti insan haklarına ve hukuka riayet etmeye çağırıyor, baskınların bir an evvel son bulmasını ve haksız biçimde gözaltına alınanların, tutuklananların derhal serbest bırakılmasını bir kez daha talep ediyoruz. 07.02.2011 - Diyarbakır
Av. Serdar Bülent Yılmaz
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı