Özgür-Der Çorum Seminerleri Devam Ediyor
Özgür-Der Çorum Şubesinde alternatif eğitim seminerlerinde bu hafta ‘Kur’an ve Nüzul Ortamı’ başlıklı seminer Ömer Kılıç tarafından sunuldu.
Özgür-Der Çorum Şubesinde alternatif eğitim seminerlerinde bu hafta 'Kur'an ve Nüzul Ortamı' başlıklı seminer Ömer Kılıç tarafından sunuldu. Ömer Kılıç, insanlık tarihi boyunca Allah'ın insanları tek başına yalnız bırakmadığını, elçiler ve vahiyler ileterek onların doğru istikamete girmelerini istediğini belirtti. Hz. Peygamberin de bizlere Allah'ın son vahiy olan Kur'anı örneklendirerek şahitliğini gerçekleştirmiştir. Kur'anı okuduğumuz da birçok ayette Kur'an'ın anlaşılabilir bir kitap olduğunu, kendi kendisini de açıkladığını belirttiği sunumunu:'' Nüzul ortamı kavramıyla siyer, hadis, tarih kaynaklarında, vahyin inzal olduğu dönemle ilgili ortamın ekonomik, siyasi, örfi, coğrafi ya da dini özelliklerini aktaran bilgilerin tamamına nüzul ortamı diyebiliriz. Bu bilgiler vasıtasıyla Kur'anın bazı ayetlerini daha iyi anlamaya yardımcı olabileceğini vurgulamalıyız. Ancak rivayet yoluyla gelen bu bilgilerin zan taşıyabilme nedenlerinden dolayı Kur'anın anlaşılmasında asıl değil, yardımcı olabileceğini unutmamamız gerekmektedir. Yani nüzul ortamı ile ilgili bilgiler Kur'an mantığına uygun olduğu müddetçe yardımcı kaynak olarak kullanılabilir. Zaten Subut-i kati(sabitliği Allah'ın korumasıyla kesin olan) olanın subut-i zanni(sabitliği Allah'ın korumasında olmayan) olanı belirlemesi de usulen doğru olandır.
Nüzul ortamına dair bilgileri içerebilmesi açısından cahiliye şiiri de önem arzetmektedir. Çünkü O dönemde şairler bugün ki kamuoyu oluşturan basın niteliğindeydi. Her yıl panayır zamanlarında çeşitli yarışmalar düzenlenir ve bunlar Kabe duvarına asılarak adeta kutsallaştırılırdı. O dönemle ilgili siyasi, ekonomik, kültürel veya dini bir çok yardımcı bilgi bulunabilmektedir. Bununla birlikte Nüzul ortamına ait bazı çalışmalarda esbab-ı nüzul yani nüzul sebebinin fazla abartıldığını da görmekteyiz. Sanki her ayet böyle bir sebebe binaen nüzul olmuşçasına Kur'an'ın anlaşılmasının ön şartı gibi sunulmaktadır. Oysa tüm bu yardımcı bilgiler Kur'an'ın anlaşılması için olmazsa olmaz değil, Kur'an'ın daha iyi anlaşılması için önemlidir' vurgularıyla tamamladı.
-Şuayb(as)ın Namazı, Hayata Müdahil Olan Bir Eylemdi-
İkinci konuşmacı Murat İslam ise 'Şuayb(as) ve Ekonomik Gücün Azgınlaştırdığı Meyden Halkı' konulu seminerini sundu. İslam sunumunda şu ifadelere yer verdi:' Gerek Şuayb(as) kıssasında, gerekse diğer kıssalarda en önemli ortak özellik Allah'ın birliğine, Allah'tan başka İlah olmadığına çağırmasıdır. En önemli konu budur. Çünkü Allah'ı gereğince tanımayan, takdir etmeyen insan doğruyu bulamaz. Ancak rasüller sadece Allah'ın birliğine çağırmakla kalmayıp, kavminin yanlış olan hayat tarzlarına da müdahale etmişler, onları ıslah etmeye çalışmışlardır. İşte Şuayb(as) da kavminin ticari faaliyetleri ve zenginlikleriyle azmış kavmi ile mücadele etmiş, onları ıslah etmeye çalışmıştır. Ekonomik anlamdaki ifsadı ön planda gözüken Meyden halkı Şuayb(as)nin tüm uyarı ve ikazlarına rağmen onu dinlememişler ve helaka düçar olmuşlar. Bununla birlikte Şuayb(as)in namazına kavminin itirazları da önem arz etmektedir. Çünkü Şuayb(as)in namazı günümüzde olduğu gibi bir takım boyutları işlevsizleştirilmiş bir eylem değil, tam tersine hayatın ortasında kötülüğü/fahşayı uzaklaştırmak üzere ikame edilen bir namazdı. Bu namaz beraberinde ekonomide adaletli gelir paylaşımını sağlamayı, haksız kazanç yollarını kaldırmayı, zenginlerin ellerindeki mallarda fakirlerinde hakları olduğu ve bu malların Allah tarafından onlara emaneten verildiği, hileli ticaretin/alışverişin olmaması gerektiği ve servetin birkaç kişi ya da kurum/azınlık elinde dönüp dolaşan bir tekel olmaması, infak, zekat ve sadakanın kurumsallaşması gerektiğine dair bir haykırışı içeren bir namazdı. İşte Şuayb(as) ve Meyden halkının bu kıssası günümüz kapitalist ekonomik işleyişle ne kadar örtüştüğünü ortaya koyması açısından çok önemlidir.Aynı ekonomik ifsad ve kuşatma bugün de devam etmektedir.'
Program, soru-cevap bölümünden sonra sona erdi.