“Müslüman Coğrafyasında İslami Hareketlerin Öğrettikleri”
Özgür-Der Çorum Çorum Şubesinden Bülent Gökgöz, Muş Özgür-Der’de “Müslüman Coğrafyasında İslami Hareketlerin Öğrettikleri” adlı bir seminer verdi.
"İslam dünyasının son yüzyıllık tarihi içerisindeki gelişmeler ve bugün ele alacağımız İslami hareketler konusu elbette çok geniş bir konuyu ifade etmektedir. Türkiyeli Müslümanlar olarak bizlerin asıl odaklanacağı konu ise İslami hareketlerin seyri, tecrübeleri, son dönemlerdeki metod tartışmaları ve İslami hareketlerin bizlere öğrettikleri üzerine olacak." diyen Gökgöz, Türkiyeli Müslümanlar olarak yaşadığımız İslamcılık tecrübesi ile, farklı coğrafyalardaki İslami hareketlerin tecrübeleri arasında merhale, yöntem, içerisinde bulundukları ülkelerin yapısı, yaşadıkları sistemlerin yapısı, toplumlarının yapısı ve küresel konjonktürle ilişkileri bağlamında ciddi farklılıklar bulunduğuna dikkat çekti. Gökgöz konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mısır'ın tarihsel süreçleri ile Türkiye'nin tarihsel süreç farklılıkları, büyük oranda aynı öncelikleri ve kaygıları taşımalarına rağmen İslami hareketlerin, çabaların da farklı süreçleri yaşamalarına neden olmuştur. Aynı durum diğer tüm coğrafyalardaki hareketler için de geçerlidir. Söz gelimi Mısır'da 1920li yıllarda kurulan İhvan hareketi oluşum aşamasında iken, Türkiyeli Müslümanlar Cumhuriyet sonrası İslami değer ve sembollerin, İslami yaşantının yasaklandığı, kısıtlandığı, sürgünlerin, yasakların ve baskıların yaşandığı yıllarda Müslümanlar var olma savaşı veriyorlardı.
Ortadoğu intifadaları sonrası Mısır ve Tunus'ta uzun yıllardır bedeller ödeyerek toplumsal taban oluşturmuş ve uzun yıllar ilmek ilmek dokunmuş çabalar olan İhvan ve Nahda hareketleri iktidar-hükümet etme imkânı yakalamışlardı. İşte söz konusu bu iktidar tecrübeleri, sonrasında yaşanan darbe süreçleri ile İslami hareketler de kimi zaman iç tartışmalarla yenilenmeye çalışıyorlar, özeleştiriler yaparak darbenin hasarlarına karşı ve küresel saldırı ve ötekileştirmelere karşı yeniden mücadele fıkıhlarını güncellemeye çalışmaktalar, bu doğrultuda kendilerini yeniden biriktirmeye çalışmaktalar. İslami hareketlerin çizgileri de düz çizgi olmayıp inişli çıkışlı süreçleri ifade etmektedir.
İşte bu noktada bizler de yaşanan tecrübelerden dersler çıkartmalı, İslami mücadelemizde önümüzdeki örneklilerden de hareketle Türkiye toplumsal dokusuna ve siyasal yapısına uygun merhalelerle mücadele fıkhımızı gözden geçirmeli, güncellemeliyiz. Bu açıdan 2010 yılı sonlarında başlayan Ortadoğu isyanlarından Türkiye'deki 15 Temmuz darbesine kadar olan tarihte yaşanan toplumsal ve siyasal hadiseler dikkatlice incelenmeli, sistem, toplum değerlendirmelerimizde olduğu kadar değişen kavram ve sembollere yüklenen anlamlardan, İslami mücadelenin değişen-içtihadi alanlarına dek tefekkür merkezli bir değerlendirmeyi yapmak durumundayız."
Konuşmasında; Mısır, Ürdün ve Tunus'ta İslami hareketlerin kitleselleşme imkânlarına, İslami dil ve üsluba, Ürdün İhvanı'nın toplumsal meselelere ilgisine, Ürdün İhvan-ı Müslimin teşkilatındaki bölünmeye, İslam dünyasında metot konusundaki tecrübelere ve Tunus'taki Nahda lideri Gannuşi'nin açıklamalarına, değinen Gökgöz, sorulara cevap vermesinin ardından seminerini sona erdirdi.