"Mısır’da Verilen İdam Kararları Hukuk Katliamıdır!"
Mısır'da Müslüman Kardeşler üyesi 529 kişiye verilen idam cezaları Türkiye’nin pek çok kentinde olduğu gibi Çorum’da da protesto edildi.
Ümmet Platformu olarak düzenlenen ve yoğun bir katılımın olduğu eylem Hürriyet Meydanında düzenlendi.
Kuran’ı Kerim okunarak başlayan basın açıklamasında; Hukuk; hakkın ve haklının yanında olacağına, zalimin elinde bir zulme dönüştüğü vurgulanarak, halkın iradesine karşı darbe yapanları, sokaklarda masum halkı katledenleri yargılayacağı yerde, meşru Cumhurbaşkanı Mursi ile cuntaya direnen Mısır halkını yargılamaya başladığı ifade edildi.
Mısır darbe yönetimine destek veren bütün ülkeler, bu idamların gerçekleşmesi halinde bu cinayetlerin suç ortağı olacağı hatırlatılarak, Batı, bu idam kararları karşısında üç maymunu oynayarak uluslararası kamuoyunda ne kadar ikiyüzlü davrandığını da ortaya koymuştur denildi.
Basın açıklaması ardından yapılan dua ile sona erdi.
Basın Açıklaması Metni;
Hz. Peygamber:
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diye buyuruyor.
Bu gün burada başta Mısır olmak üzere dünya üzerinde yapılan bütün zulümleri, haksızlıkları tel'in etmek, haksızlıklar karşısında susmadığımızı göstermek adına toplanmış bulunuyoruz.
Dünyayı top yekun gözünüzde canlandırdığınızda özellikle nerede Müslüman varsa orada zulmün olduğunu görürsünüz. Müslümanlar ya katlediliyor, ya yurtlarından sürülüyor, ya işkencelere maruz kalıyor.
Filistin, Kırım, Afganistan gibi İslam beldeleri işgal altında...
Orta Afrika Cumhuriyetinde, Arakan da, Doğu Türkistan'da Müslümanlar öldürülüyor.
Irak'ta sözüm ona batıdan ithal edilen demokrasi kan ve gözyaşından başka bir şey getirmedi.
Suriye'de bir zalim kendi halkını katlediyor.
Mısır'da bir hainin yaptığı katliamlara hukuki kılıf bulma adına bu güne kadar katlettiği insanlar yetmemiş gibi yüzlerce insanı idama mahkûm ediyor.
Oysa Mısır halkı yapılan seçimde yüzde 52 gibi bir çoğunlukla Muhammed Mursi'yi Cumhurbaşkanı seçmişti. Buna sadece bir buçuk yıl dayanabilen batı uşakları, 3 Temmuz 2013 de askeri bir darbe ile meşru hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nı gayri meşru bir şekilde zorbalıkla görevden uzaklaştırmış ve Mursi'yi tutuklamıştı.
Bu hak gaspına karşı çıkan için meydanlara dökülen Mısır halkına karşı darbeci Sisi, akıl almaz katliamlar yaptırmış, iradesine sahip çıkan binlerce Mısırlıyı meydanlarda şehit etmişti. Bunlar yetmemiş, ülkenin meşru bir siyasi partisi olan İhvan-ı Müslimin'in faaliyetleri yasaklanmış ve yasa dışı ilan edilmişti.
Hukuk; hakkın ve haklının yanında olacağına, zalimin elinde bir zulüm oyuncağı haline gelmiş, halkın iradesine karşı darbe yapanları, sokaklarda masum halkı katledenleri yargılayacağı yerde, meşru Cumhurbaşkanı Mursi ile cuntaya direnen Mısır halkını yargılamaya başlamıştır.
Sokaklarda alenen yaptığı katliamların üzerini örtmeye çalışan darbeciler, bir hukuk tiyatrosu kurarak bugün Mısır'da 529 darbe karşıtına idam cezası verebilmiştir.
Oysa Mısırın sözde adalet mekanizması; sokaklarda öldürülen yüzlerce masum halkın katilleri için bir tek soruşturma bile açamazken, Mısır hapishanelerinde öldürülen 37 tutuklunun ölümü için sadece bir polis memuruna hapis cezası verebilirken, zulme ve haksızlığa direnen 529 insanına idamı reva görebilmiştir. Aynı Mısır mahkemeleri geçen yıl da 109 kişiye idam cezası verdi. Bu sayı artık binleri buluyor. Bu ise kabul edilecek bir durum değildir.
Yapılan yargılamalar tam manasıyla bir maskaralıktır. Hazırladıkları binlerce sayfalık iddianameleri bile okumadan karşısındaki insanlara savunma hakkı vermeyen bir mahkeme ancak adi bir tiyatrodur. Verilen bu idam kararları Müslümanlara ve tüm insani değerlere açılmış aleni bir savaştır, cinayettir.
Bu olay hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek, bu kararların sahipleri hep lanetle anılacaktır. Mısır darbe yönetimine destek veren bütün ülkeler, bu idamların gerçekleşmesi halinde bu cinayetlerin suç ortağı olacaklardır. Batı, bu idam kararları karşısında üç maymunu oynayarak uluslararası kamuoyunda ne kadar ikiyüzlü davrandığını da ortaya koymuştur.
Başta ülkemiz olmak üzere tüm Ortadoğu’da yaşanan birçok darbenin, ayaklanmaların, kaosların, savaşların ve işgallerin mimarı olan ABD, Avrupa Ülkeleri, İsrail, Çin, Rusya ve İran; hukukun, mazlum halkların ve insanlığın baş düşmanıdır.
Mısır'daki meşru hükümetin darbe yoluyla iktidardan uzaklaştırılmasına sessiz kalan dünya, bugün yeni katliamlara kapı aralamıştır. Darbecilere ve zalimlere karşı kararlı bir duruş sergilemediklerinden darbeciler yaptıkları insanlık dışı mezalimi aklın ve vicdanın alamayacağı boyutlara taşımanın gayretine düşmüşlerdir.
Bu kapsamda:
Mısır'da 'Darbeyi Ret ve Meşruiyete Destek' için cunta karşıtı gösteri yapan 529 kişiye idam cezası verilmesini kınıyor, uluslararası arenayı oynanan bu trajikomedi karşısında artık harekete geçmeye davet ediyoruz.
Bizler İslam ümmetinin bir parçası olarak Irak'ta örneğini gördüğümüz Batının demokrasi anlayışını hiç bir İslam coğrafyasında kabul etmiyoruz.
Bu gayri hukuki idam kararını verenleri, kararlarını ve ağababalarını tanımıyoruz.
Şahadeti en yüksek mertebe saymış, kefenini "başına sarık - beline kuşak" olarak sarmış, gemileri yakmış, ölümden korkmayan bir ümmetin fertleri olarak inandığımız davamızdan geri dönmeyeceğimizi bütün dünya bilmelidir.
Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm,
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
Bizler açıklamamızın başında okuduğum ayeti kerimede de (Ali İmran 103) emredildiği gibi "Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılmak ve parçalanıp bölünmemek için bir araya geldik.
Hazreti Peygamberin emrettiği gibi “haksızlık ve zulüm karşısında eğilmemek",
"haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmamak" adına burada toplandık.
Mazlumların feryadına kulak tıkamamak, onların sesine ses olmak için buradayız.
Kahrolsun zalimler!
Zalimler için yaşasın cehennem!
Yaşasın ümmet dayanışması!