Çorum’da “Kur’an Şairi Mehmet Akif Ersoy” Semineri
Özgür-Der Çorum Şubesi 2013-2014 dönemine ait etkinlikler kapsamında bu hafta “Kur’an Şairi Mehmet Akif Ersoy ” konu başlığı ile Metin Önal Mengüşoğlu’nun sunduğu bir konferans düzenledi.
Tarihi ve kişileri değerlendirirken sorgulamak gerektiğini ve adaletli olmanın önemine değinerek konuşmasına başlayan Metin Önal Mengüşoğlu, abartılı övgü veya yargının doğru ve ilkeli bir tavır olmadığını örnekler vererek anlattı.
Mehmet Akif’i de sıradan bir biyografik anlatım ile sunmanın bir anlam ifade etmeyeceğini belirten konuşmacı, Osmanlı dönemi edebiyat ortamından da bahsetti. Divan edebiyatı, halk edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı hakkında bilgiler aktardı.
Osmanlı dönemi edebi metinlerde sahih dini inanca çok fazla yer verilmediğini ve metinlerin dil bilgisinin halkın anlayamayacağı tarzda yazıldığı belirten Mengüşoğlu, insanların dini genelde yazılı metinlerden değil kulaktan duyma menkıbeler, masallardan öğreniyorlardı ve bu anlatımların da asla hakikatle bir ilgili olmuyordu. Bu anlamda Akif’in şiirlerine bakıldığında neden kendisine Kur’an şairi denildiğini örnekler vererek ortaya koymaya çalıştı.
Osmanlının son dönemlerinde ki siyasi yapıya da vurgu yapan konuşmacı, dağılma sürecinde ilk defa farklı düşüncelerin ortaya çıktığını Osmanlıcılık, Batıcılık, Türkçülük ve İslamcılık fikirlerinden bahsetti.
İslam’ın insanları özgürleştirdiğini ve dinlerini hür olarak seçmelerini sağladığını hatırlatan Mengüşoğlu, Mehmet Akif kişiliği, ahlakı ve düşünceleri ile çok müstesna bir şahıs olduğunu hayatından örnekler vererek anlattı ve sözlerine şöyle devam etti: “ Mehmet Akif’in ülke akıbeti ve sahih İslam’ın mücadelesini vermiştir. Statükoya, saltanata karşı dik durmuştur. Çünkü;İslam tarihine bakıldığında saltanatın Sünni, İmamet de Şii dünyasının kanını emmiş ve İslam dünyasını mahvetmiştir.”
Mehmet Akif hakkında çeşitli eleştirilerin varlığına da değinen Mengüşoğlu, Teşkilatı Mahsusa ve İttihat Terakki’ye girişi hakkında da bilgiler aktardı. İttihat Terakki’nin ilk yıllarında farklı düşüncelerin olduğu bir kurtuluş projesi olarak görmüş ve gittiği birçok Anadolu şehrinde camii minberlerinden halkı direnişe çağıran hutbeler verdiği belirtti.
Mehmet Akif’in Afgani ve Abduh’un olduğu ıslah ekolünden etkilendiğini ve sahih bir İslami düşünceye sahip olduğunu belirten Mengüşoğlu, İslam dünyasını siyasi olarak saltanatın, itikat olarak da tevekkül ve kader inancının pasif ve hayattan kopuk bir İslam düşüncesine sebep olduğunu belirtti. Kendiside Arnavut olan Akif hiçbir zaman milliyetçiliğe prim vermediğini, ümmetin birliğini savunduğunu şiirlerinden örnekler vererek aktardı.
Cumhuriyetin kuruluş sürecinde batılaşma politikaları hakkında da bilgiler veren Mengüşoğlu, çok ihtiyacı olmasına rağmen İstiklal Marşı için verilen ücreti iade etmiştir. Aynı zamanda kendisine Kur’an meali hazırlığı görevi verilen Mehmet Akif, batıcı kadroların zihniyetini ve gidişatı fark etmiş, Türkleşme politikalarına alet olacağı kaygısı ile meal hazırlığından vazgeçerek parayı iade etmiştir. Mısır’dan Türkiye’ye dönüşünde de rahat bırakılmayan Akif sürekli takibata uğrayarak yokluk içinde hayatını kaybettiğini belirterek sözlerini tamamladı.
Program soru cevap ve karşılıklı görüş alış verişlerinin ardından sonra erdi.