Çorum’da “Ehl-i Kitab” semineri
Özgür-Der Çorum Şubesi’nde Serdar Efe, “Kuran'da Ehl-i Kitab ve Bugünkü Ehl-i Kitab” konu başlığı ile seminer sundu.
Özgür-Der Çorum Şubesi 2008-2009 dönemi konferansları devam ediyor. Bu haftaki konferansı "Kuran'da Ehl-i Kitab ve Bugünkü Ehl-i Kitab" konu başlığı ile Serdar Efe sundu.
Sunumuna "Ehl" kelimesini açıklayarak başlayan Serdar Efe, lügatta bu kelimenin aile, yakın akraba, halk ve mezhep anlamlarına geldiğini, ayrıca sahip, malik, layık gibi anlamlara da geldiğini, Kuran-ı Kerim'de başta Ehl-i Kitab olmak üzere ümmet, din, topluluk gibi anlamlarda da kullanıldığını belirtti.
Serdar Efe konuşmasına şöyle devam etti: "Arap dilinde 'kutsal kitap sahipleri' veya 'kitaplılar' anlamına gelen ve 'ümmi' deyimiyle zıt anlamlı olan Ehl-i Kitab kavramı, Arapların risaletten önce yaygın olarak kullandıkları bir kavramdı. Kendilerini 'ümmi' olarak niteleyen Araplar, yarımadada birlikte yaşadıkları ve 'kitabı' olarak tanıdıkları Yahudi ve Hristiyanlar hakkında bu deyimi kullanıyorlardı."
Sunumuna ayetlerden örnekler vererek devam eden Serdar Efe, Ehl-i Kitab'ın özelliklerine vurgu yaparak sunumuna şöyle devam etti: "Ayetler Ehl-i Kitab'dan bahsederlerken sürekli onları yerici, kötü yanlarını anlatan bir üslup kullanmaz. Bu nedenle biz hem onları öven, hem de eleştiren ayetleri inceleyerek Ehl-i Kitab'ı tanıyabiliriz. Kuran-ı Kerim'deki ayetleri inceledikten sonra insanın aklına şöyle bir soru geliyor. Eğer bizler bu ayetlerden Ehl-i Kitab'ın şu an Yahudi ve Hıristiyanlar olduğunu anlıyorsak, bu ayetler bize gerekli mi? Veya bizler hayatımız süresince kaç kez Hıristiyan ve Yahudi bir insan ile karşılarız? O zaman bunca ayet bizim ne işimize yarayacak?"
Bu sorular çerçevesinden yola çıkarak Serdar Efe, ayetlerdeki Ehl-i Kitab'ın özelliklerini şöyle sıraladı:
- Allah'a verdikleri sözden cayarlar,
- Namaz kılmaz, zekât vermez,
- Allah'ın dinini desteklemezler,
- Vahyi çarpıtırlar ve öğüdü dinlemezler,
- Korkaktırlar, Allah yolunda mücadele etmezler,
- İçlerinde emanetlere saygılı olanlar da vardır, olmayanlar da,
- Allah'ın ayetlerine boyun eğip gereğini yerine getirenler de vardır, getirmeyenler de,
- Günah işleyip, kötülük yaparlar, din adamları da onları bundan alıkoymazlar,
- Aralarında kıskançlıktan dolayı, ihtilafa düşerler,
- Kesin delillere rağmen inanmakta inat ederler,
- Doğru yolda olanları saptırmak isterler,
- Hakka batıl karıştırırlar ve bildikleri halde hakkı gizlerler
- Ahiret yurdunun ancak kendilerinin sahip olduğunu, cehenneme girseler bile biraz kalıp çıkacaklarını düşünürler,
- Dünyaya çok düşkünler, binlerce yıl yaşamak isterler,
- Allah'a oğul isnat ederler,
- Başka insanların söylediklerine tam teslim olup, onları rabler edinirler,
- Kitab'ın işlerine gelen kısmına inanıp uyarlar, işlerine gelmeyen kısmına uymazlar,
· Allah'ın indirdiğine inanmaktansa, ataları üzerinde bulunduklarına inanmayı tercih ederler."
Serdar Efe konuşmasının sonunda Ehl-i Kitab ile olan ilişkilerimizde nasıl bir tavır sergilenmeli vurgusu da yaptı. Onlarla en güzel şekilde tartışmalı, ortak bir ilkede yani Kuran-ı Kerim'de birleşmeye çağırmalı, onları veli edinmemeli, onları hoşnut etmek için taviz verip, Allah'ın hoş görmediği şeyleri hoş görmemeli şeklinde sıralayarak sözlerini tamamladı.
Program, soru cevap bölümü ve karşılıklı fikir alış verişlerinden sonra sona erdi.