Çorum’da “Eğitim ve Sorunlar” Semineri
Özgür-Der Çorum Şubesi alternatif eğitim seminerlerinde bu hafta “Ulus Projesi Doğrultusunda Eğitim ve Yaşadığımız Sorunlar” konusu Beytullah Emrah Önce tarafından sunuldu.
Eğitimin iktidar meselesine ilişkin bir başlık olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Beytullah Emrah Önce, zorunlu devlet eğitiminin amaçlarını ve sürecin işleyişini detaylarıyla analiz etmek ve alternatif eğitim imkânlarının ortaya çıkartılabilmesi için mevcut milli eğitim sistemini de ciddi bir eleştiriye tabi tutmak gerektiğini söyledi.
Toplumdaki sosyal, ekonomik ve siyasi yapıların eğitim aracılığıyla şekillendirildiğini ve mevcut düzenin yeniden üretildiğini belirten Önce, okulların mevcut düzendeki hâkim grupların baskısı altında olduğunu, dolayısıyla eğitimin, bu güçlü grupların çıkarlarını muhafaza ettiğini belirtti. Toplumsal, siyasal ve ekonomik yapıda onların çıkarlarını zedeleyebilecek köklü değişikliklerin yaşanmasının okullar aracılığıyla engellendiğini ya da kontrol altında tutulduğunu ve ayrıca mevcut düzeninin 'en iyi' olduğu yönündeki telkinlerle, okullarda düzen ve düzenin ideolojisini meşrulaştırılmak ve vatandaşlara aktarılmak istendiğini belirtti.
Yeniden eğitim kuramlarını ekonomik, kültürel ve hegemonik başlıkları altında sıraladıktan sonra, okul yaşamı ile iş hayatı arasında yapısal bir uygunluk sağlanmasının hedeflendiğini hatırlatan Önce, böylece ekonomik sömürüye dayalı yapı ve kapitalist ideolojinin, okullardaki eğitim aracılığıyla topluma iletildiğini, kısıtlı imkânlar ve eğitimin genellikle düşük seviyede olduğu okullarda öğrencilere daha çok disiplin, itaat, temizlik, düzenlilik, otoriteye sorgusuz sualsiz bir saygı, üst makamlara bağlılığın öğretildiğini ve okullardaki eğitim programlarının içeriğinin, sosyal ve kültürel faaliyetler genellikle hâkim grupların yaşam tarzına göre belirlendiğini ifade etti.
Hegemonik Yeniden Üretim kuramı ile mevcut düzende iktidarı elinde tutan sınıfın, okulları kendi çıkarları doğrultusunda kullandığını belirten Önce, modern ulus-devletler döneminde kurumsal bir yapıya bürünen eğitimin, yeni devlet modeline uygun insan tipini yetiştirmeye odaklandığını ve okul, devletin ideolojisini, politikasını ve çıkarlarını korumanın ve topluma mâl etmenin önemli bir aygıtı haline geldiğini söyledi.
Cumhuriyet'in kuruluş sürecindeki eğitim politikalarından, konuşma metinlerinden ve ders kitaplarından örnekler vererek sunumunu sürdüren Önce, Cumhuriyet'in kuruluş döneminde, Kemalist projeye uygun, devlet eksenli makbul vatandaşlar yetiştirmenin temel hedef olduğunu ve Türk milliyetçiliğinin eğitim sisteminin en temel öğesi kılındığını belirtti.
12 Eylül cuntasının, hazırladığı yasa, yönetmelik, direktif ve genelgelerle okulları zapturapt altına almaya çalıştığını, müfredatlar ve ders kitaplarının değiştirildiğini, ulusal değerlerin önemi tekrar hatırlatılarak ve törenlerin nasıl yapılacağı yeniden düzenlendiğini hatırlatan Önce, bugünkü birçok eğitim sorununda 12 Eylül'ün parmak izlerinin olduğunu söyledi. Eğitim sisteminde yaşanan sorunları İdeolojik Eğitim Sorunu, Müfredat Sorunu, Kültür Sorunu, Zaman Sorunu, Sınav Sorunu ve Kimlik Sorunu başlıkları olarak sıralayarak tüm bu başlıkları örnekler vererek açmaya çalıştı.
Milli Eğitimin, laik, milliyetçi ve pozitivist bir kimlik kazandırmayı amaçladığını hatırlatan Önce, bu sorunun İslami kimlik açısından da ciddi bir durum arz ettiğini ve kişi putlaştırmacı eğilim, zorunlu resmi ritüeller ve özellikle de başörtüsü yasağı, sorunun somutlaştığı alanlar olduğunu belirterek konuşmasını tamamladı.
Program soru-cevap bölümüyle sona erdi.