Ümmet Olma Yolunda İmkanlar ve Engeller
Beykoz Özgür-Der'de "Ümmet Olma Yolunda İmkanlar ve Engeller" konulu bir sunum yapıldı.
Beykoz Özgür-Der’in 2013-2014 dönemi programlarının sonuncusunda ümmet konusu işlendi. Mustafa Şahin ve Mutlu Esendemir’in konuşmacı olduğu programda Ümmet olgusu, ümmet yolunda çözülmesi gereken sorunlar ve imkanlar ele alındı.
Konuşmacıların sunumlarından ortak notlar:
- Ümmet kelime olarak ana, yol, din, cemaat, familya, nesil, boy, zaman gibi anlamlara geliyor. İstılahta ise, kendi iradeleriyle veya bir zorunluluk neticesinde aynı yerde, aynı zamanda veya aynı dine tabi olma neticesinde bir arada yaşayan insan topluluğu olarak kullanılıyor.
- Alimlerin çoğu, ümmet kelimesini aynı dine tabi olanlar yani Müslümanlar için kullanmışlardır. Ümmet kelimesi, Arapça bir kelime olup ‘emme’ fiilinden isim olarak türemiştir. Bu fiilin çoğulu ‘umem’dir. Ümmet kelimesi, çoğulu olan umem ile birlikte Kur’an’da atmıştan fazla yerde geçmektedir ve birçok hadiste de konu edilmektedir.
- Yüce Allah “Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, (onlar da) sizin gibi birer ümmet olmasınlar” (el-En’am 6/38) diyerek, hayvan topluluklarının da birer ümmet olduklarını belirtmiştir. Hz. Muhammed de bir hadiste “Karınca, ümmetlerden biridir” diye buyurmuştur. (Muslim, selam, 148)
- Ümmet, imam kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Her peygamber, birer imam, rehber olarak kabul edilir ve ona tabi olanlara da onun ümmeti denir. “Gerçek şu ki, İbrahim bir ümmetti; Allah’a gönülden yönelip itaat eden bir muvahhiddi ve o müşriklerden değildi.” (Nahl 16/120) Bu ayette İbrahim, şeriatların aslını oluşturan bir önder olarak (ümmet) anılır.
- “Hayır; dediler ki: “Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri üstünde doğru olana yönelmişleriz” (Zuhruf 43/22)
- “İnsanlar tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabb’inden geçmiş bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.” (Yunus 10/19) İnsanlar başlangıçta bir tek ümmet idi yani tevhid dini üzere idiler. Sonradan şirk ve küfür zuhur etti.
- Allah isteseydi insanlar tek ümmet, yani tek din, tevhid dini İslam üzere olurlar, ihtilaf etmezlerdi. “Eğer Rabb’in dileseydi, insanları elbette tek bir ümmet kılardı. Oysa, onlar, anlaşmazlığı sürdürmektedirler.” (Hud 11/118)
- Kur’an’da tekil ve çoğul olarak 64 defa geçen ümmet kelimesi daha çok toplum/cemaat anlamında kullanılmıştır. Cemaat olma canlılara özgü bir özelliktir. Bu itibarla hem insanlara hem de diğer canlılara ümmet denilmiştir.
Yüce Allah hayırlı ümmet olmayı Kur’an’da şöyle tarif eder:
1- Allah2a ve ahiret gününe iman eden (Bakara 2/143)
2- Doğru ve adil (kaime) (Ali İmran 3/113)
3- Mutedil (mukteside) (Maide 5/66)
4- İman edip iyilik yapan, iyi davranan ve Allah’ı görüyormuş gibi ibadet eden (Muhsin) (Saffat 37/113)
5- İnsanları hakka ileten ve hakla hükmeden (Araf 7/181)
6- İyiliği emredip kötülüğü nehyeden ve hayırda yarışan (Ali İmran 3/104, 110, 113)
ÜMMET OLMA YOLUNDA İMKANLAR YA DA ÖRNEK ÜMMET NASIL OLUNUR?
Örnek ümmet asr-ı saadet dönemi ümmetidir. Buradan yola çıkarak ümmet tasavvurunu geliştirebiliriz. Farazi yorumlar ümmet anlayışında yanlış anlayışlara sevk edebilir. O dönemde sahabelerde farklı anlayışlar olmasına rağmen bu farklılıklar ihtilaf oluşturmuyordu. Örneğin o dönemde ümmet değişik gruplara/ekollere bölünmüş değildi ve birbirlerine husumet beslemiyorlardı.
Ümmet yolunda Müslümanların birlikte hareketliliği, şu üç dinamiğe bağlıdır:
1- Müslümanların görüş birlikteliği
2- Müslümanların eylem birlikteliği
3- Müslümanlar güç birliği