Beykoz’da “Ali Şeriati” konuşuldu
Dün Özgür-Der Beykoz Şubesi’nde, aylık seminerler kapsamında Ali Şeriati’nin hayatı ve İslami düşünceye katkıları konuşuldu.
Bayanlara özel programın konuşmacıları Azize Şahin ve Nurten Çakır'dı.
İlk konuşmacı Azize Şahin, Şeriati'nin doğduğu ve yetiştiği İran şartlarını, toplumsal yapısını ve alimler profilini anlatarak sözlerine başladı. Ailesinin eğitimine etkisini, aldığı geleneksel ve Batı tipi eğitimin düşünce hayatına katkılarını anlattı.
Şahin, Şeriati'nin mücadeleyle geçen hayatını özetleyerek, konferanslar, öğrenciler ve aydınlar üzerinde yoğunlaşan eğitim çalışmaları üzerinde durdu. Kısıtlamalar, takip ve tutuklamalara rağmen hayatının sürekli bir mücadele içinde geçtiğini belirtti.
Kur'ani vahye dönüş ve bilinçlenme vurgusu üzerinde duran Şahin, Şeriati'de öze dönüş vurgusunun, yozlaşma ve gelenekten sıyrılmış olarak, kompleksli ya da sentezci olmaksızın, tüm dünya halklarına alternatif, bir adalet anlayışı sunacak sürekli bir çaba olduğunu ifade etti.
Bir eylem ve düşünce adamı olarak Şeriati'nin, halkı bilinçlendiren ve harekete geçiren, devrim ruhunu kitlelere yayan öncü kişiliği üzerinde durdu. Genç yaşına rağmen zamanının ötesine taşan örnekliğinin altını çizdi.
Devrimden iki yıl önce SAVAK tarafından şehit edildiğini ifade ederek, İran İslam devriminin alt yapısını oluşturan, motivasyonunu sağlayan bir kişilik olarak devrim sürecine katkılarını anlattı. Şahin son olarak, Şeriati'nin Türkçeye çevrilmiş eserlerinden bahsederek sözlerini tamamladı.
İkinci konuşmacı Nurten Çakır konuşmasına, Şeriati'nin "Ben rahat olanların rahatını bozmaya geldim" sözleriyle başladı. Görüşlerini net ve keskin bir üslupla ortaya koymasının özellikle geleneksel kesimlerin büyük tepkisini çektiğine değindi. İmamet müessesesi, mezhebi taassubun aşılması, modern Batı düşüncesinin kavranması ve cevap üretilmesi konularında ileri ve ufuk açan görüşlerinin her kesimin tepki ve karalamalarına maruz kaldığını anlattı. Bunun yanında genç yaşta şehit edilen Şeriati'nin, görüşlerini toplama ve yazma fırsatı bulamadığının altını çizdi.
Şeriati'nin devrimi beklemek, özlemek değil, devrimi yapmak, devrimi yaşamak gerektiğini söylediğini ve bizzat yaşamlaştırdığını vurguladı. Çakır konuşmasının devamında, Ali Şeriati'nin
Devrim düşüncesini kitlelere yayışı,
Öze Dönüş çağrısının Müslüman toplumlara etkisi,
Evrensel İslam anlayışını ortaya koyan, milliyetçiliği aşan anlayışı,
Kadının mücadele sürecindeki konumu,
Adalet ve Tevhid vurguları üzerinde durdu.
Şeriati'nin, toplumu tahlil konusunda Marksist ve modern sosyolojik yaklaşımları aşan, realistçe araştıran ve İslam sosyolojisini ortaya koyan önemli bir isim olduğunu anlattı. Çakır, Şeriati'nin tevhidi, bireysel ve toplumsal sorumlulukların toplamı olarak tanımladığını ve hayatını tevhidi anlama ve yaşama mücadelesine adadığını anlatarak sözlerini tamamladı.
Toplantı soru ve katkıların ardından yapılan ikramla sona erdi.