"Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır." (Ali İmram-14)

Konuşmacı, Müslüman bireyin yaşamı boyunca karşılaşacağı para ile imtihan bilinci ve dünya hayatına ilişkin tasavvurun Allah'ın uyarıları çerçevesinde yukarıdaki ayette belirtildiği üzere olunması gerektiği konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Mevcut piyasa koşullarının Müslüman bireyi olumsuz noktada etkileyebilecek şekilde kurulduğunu, İmalattan-pazarlamaya, satıştan-tüketime bireyin ayağının kayabileceği tehlikelere karşı uyanık olunması, "piyasa böyle hile yapmazsan bu piyasada tutunamazsın", "piyasanın acımasız koşulları var, buna uymazsan yok olursun" vb. klişeleşmiş sloganlarla hak ve hakkaniyet sapılmaması ve ticaret erbabının Müslüman'ca bir bilinci bu alanda da oluşturması gerektiğinin altını çizdi.

Meselenin sadece ticaret yapan kesimle alakalı olmadığını, işçisinden-memuruna her kesimin bu kaygan zeminde aynı hassasiyetle hareket etme zorunluluğunda olduğunu, Unvan ve makam hırsı, Memur işini bilir yaklaşımı ve hep daha üst bir yaşam standardı oluşturma çabaları Müslümanları hata yapmaya ittiğini belirterek pratik yaşanmış örnekler sundu.

Seminer soru ve cevap faslıyla sona erdi.