Başakşehir’de Halep’le Dayanışma Gecesi Düzenlendi
Özgür-Der Başakşehir Temsilciliği Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezinde Halep ile dayanışma gecesi düzenledi.
Murat Yörükoğulları / Haksöz Haber
Özgür-Der Başakşehir Temsilciliği 14 Mayıs Cumartesi gecesi Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezinde Halep ile dayanışma gecesi düzenledi. İslami kuruluşlara mensup konuşmacıların katıldığı program gecenin sunuculuğunu yapan Abdullatif Genç'in Kur'an–ı Kerim tilaveti ve mealini okumasının ardından yaptığı açılış konuşmasıyla başladı.
İlk sözü alan gazeteci-yazar Ahmet Varol Suriye ve Halep'te İran'ın kara'dan, Rusya'nın ise havadan saldırılarının devam ettiğini ve uluslar arası ve bölgesel emperyalistlerin sivil halka yönelik son dönemde artan bu saldırılarının amacının mücahidlere, muhaliflere Cenevre görüşmelerinde geçiş döneminde Esed rejiminin iktidarda olmasını kabul ettirmek olduğunu ifade etti. Varol, Suriye halkının tercihinin İslami hareketten, İslami direnişten, özgürlükten yana olduğunu ve Suriye'nin özgürleşmesiyle Filistin'in de özgürleşeceğini belirtti.
Yeni Rota programının yapımcısı Adem Özköse, Suriye'deki mücadelenin, verilen şehitlere, ödenen bedellere rağmen teslim olmayan bir mücadele olduğunun altını çizdi. Özköse, İslami Hareketin ümmet dayanışması, sınırların anlamsızlığını kabul etmek ve iman kardeşliği demek olduğunu vurgulayarak, orada mücadele edenlerin fedakarlıkları, ödedikleri bedellerle imtihan olduklarını, bizlerin de onlarla ne kadar dayanıştığımız, onlar için ne kadar kardeşlik yapabildiğimiz hususunda imtihan olduğumuzu belirtti.
Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer, Suriye'de devam ede gelen savaşta, adeta gariplerin savaşı olduğunu, Rusların Rus zalimliğine uygun bir şekilde sivil halkı havadan bombalarken, karada ise İran, Hizbullah, Irak ve Afganistan'dan gelen Şii güçlerin saldırılar gerçekleştirdiğini söyledi. Üzer, İran'ın akıl dışı, vicdan dışı bir şekilde mezhepçilik yaptığını, bir halkın kendilerinin yönetenlere karşı yaptıkları itirazı tarihin görebileceği en büyük zalimlikle bastırmaya çalıştığını belirtti. Üzer ayrıca, İran'ın bu saldırgan ve mezhepçi yaklaşımım Türkiye'de de taraftar bulduğunu ve bu yaklaşım içinde bulunanlara tepki gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.
İHH Genel Başkan yardımcısı Osman Atalay, Halep direnişinin, Bosna, Çeçenistan ve Gazze direnişlerini hatırlattığını ancak bu direnişlere verilen desteğin Suriye ve Halep direnişine verilmediğinin adeta bir öksüzlük ve yetimlik durumu yaşandığını vurguladı. Atalay, İsrail'in Arap baharının devamı durumunda Orta doğuda bir İslam imparatorluğunun kurulacağının farkında olduğunu, ancak Türkiye'deki bazı aklı evvel sivil toplum kuruluşunun Suriye'nin düşmesi durumunda sıranın Türkiye ve İran'a geleceği gibi yorumlarda bulunduklarını söyledi.
Haksöz dergisi yazarı Hamza Türkmen ise küresel emperyalizmin kuklası Diktatör Hasina'nın sahte mahkemeleri tarafından idam edilen Rahman Nizamı'nin, kemalizmin sahte İstiklal mahkemeleri tarafında idam edilen İskilipli Atıf Hoca'yı hatırlattığını ve aynı şekilde Muhammed Bedii'nin ve Muhammed Mursi'nin, Sisi'nin sahte mahkemeleri tarafından idama mahkum edildiğini ve idam edilmeleri için fırsat kollandığını belirtti. Türkmen, müminlerin etle tırnak gibi olduğunu İdlip'te ve Halep'te yaşananlardan canımızın yanıp yanmadığını sordu. Türkmen, AK Parti hükümetinin dünya istikbarına karşı geliştirdiği siyaseti ileriye götürmesi için zorlanması gerektiğini vurguladı.
Uluslararası Doktorlar Birliği (AID) yönetim kurulu üyesi Mustafa Yılmaz ise savaşın travmalar ve yaralanmaları ortaya çıkardığını ve durumdan çocukların en fazla etkilendiğini, içine kapanık ve ürkek çocuklar olduğunu vurguladı. Yılmaz, travma ve fiziki yaralanmaların üstesinden gelinmesi ve bunlara maruz kalanların psikolojik ve fiziki tedavilerinin gerçekleştirilmesi için çeşitli etkinlikler ve rehabilitasyon çalışmaları yapıldığını ve bu çabaların artırılması gerektiğini vurguladı.
Gece Programı Grup Kıyam'ın seslendirdiği ezgilerle sona erdi.