Şuayb Mekeç tarafından yapılan sunuş konuşmasında; Suriye meselesinin İslam ümmeti için çok büyük bir imtihan olduğu, bir takım çevreler tarafından Suriye Direnişine yönelik ortak bir bilincin oluşmasını engellemek için yapılan kirli propagandanın Türkiyeli Müslümanlar tarafından ne yazık ki yeterince kavranılamadığı vurgulandı. Her şeye rağmen Suriye halkının direnişten vazgeçmediğine değinen Mekeç, bu durumun aslında direniş karşıtı çevrelere verilen en güzel cevap olduğunu belirtti. Kardeşlik bilincinin bir gereği olarak burada toplanıldığını ve İdlib'e yönelik işgali asla kabul etmeyeceklerini söyleyen Şuayb Mekeç, Resullullah (as)'ın; "Sizden herhangi biriniz bir kötülük gördüğünde onu eliyle değiştirsin. Eğer buna güç yetiremezse diliyle değiştirsin. Buna da güç yetiremezse kalbiyle buğz etsin" hadis-i şerifini hatırlatarak  konuşmasını sona erdirdi.

Eylem okunan basın açıklaması ve duanın ardından sona erdi.

Basın açıklamasının tam metni:

İDLİP HALKI YALNIZ DEĞİLDİR!

Suriye'deki kıyamın sekizinci senesinde dünyanın en güçlü ordularının her türlü vahşetine rağmen direnişten vazgeçmeyen Suriye halkı şimdi de her türlü yalanı söylemekten çekinmeyen Rusya-İran-Esed şer ittifakının direnişi tamamen yok etme planı ile karşı karşıya kalmıştır. Üç garantör ülke tarafından gerçekleştirilen Astana Toplantılarında, 4-5 Mayıs 2017 tarihinde "gerginliği azaltma bölgesi" ilan edilen İdlib ve çevresine karşı işgal hazırlığına başlayan İran ve Rusya kendince bölgedeki "terör" odaklarını hedef aldığını belirtmektedir. Bunun bir dolandırıcılık olduğu Rusya ve İran'ın Suriye'de yapıp ettiklerine bakıldığında kolaylıkla anlaşılabilir. Hiçbir insani ve vicdani ölçü tanımaksızın hem konvansiyonel hem de kimyasal silahlarla çocuk, kadın, yaşlı demeden katlettikleri Suriye halkının meşru temsilcisi konumundaki Suriye muhalefetini, "terörist odaklar" olarak lanse eden işgalciler, dünyaya yalan söylemektedir! Bu yalanı İdlib'teki Müslüman kardeşlerimizi katledip İdlib ve çevresini de işgal ederek Suriye'yi, Rusya emperyalizmi ve İran mezhepçiliğinin arka bahçesine çevirmek için söylemektedirler. Aynısını daha önce Deyrizor, Hama, Halep ve Doğu Guta'da yapan rejim ve işbirlikçileri, Suriye'de her türlü vahşete karşı direniş bayrağını teslim etmeyen kardeşlerimizi bu sefer tam anlamıyla kıskaca almayı istemektedir. Zalim ABD başta olmak üzere dünyanın geri kalanı ikiyüzlü bir şekilde katliamları izlerken, Türkiye açısından gayet öneme sahip olan İdlib'i işgal planına karşı halkımızı ve hükümeti duyarlılık göstermeye davet ediyoruz.

 Şurası bir gerçektir ki; Türkiye'deki cari hükümet sürecin başından beri Suriye halkının haklı taleplerinin ve direnişinin destekçisi oldu. Bizler de, savaştan kaçan mülteci kardeşlerimize de sahip çıkan hükümetin insani siyasetini destekledik. Bu vesileyle, Esed ve onun Türkiye'deki yerli şebbihaları konumundaki sol-Kemalist, İrancı ve PKK'lı çevrelere karşı Suriye direnişinin her daim yanında olacağımızı bir kere daha ilan etmek isteriz. Dış politikada tutarlı, adil ve insani bir perspektif oluşturulmasının yolu, Amerika veya Rusya merkezli tezlerle değil, Müslüman halkları merkeze alan tezlerle sağlanabilir. Bu açıdan bakıldığında hükümet yetkililerini onurlu ve haysiyetli bir duruş ortaya koymaya ve Rusya-İran-Esed şer ittifakının oyunlarına karşı, Suriye'de askeri muhalif grupları -ayırt etmeksizin- desteklemeye çağırıyoruz. Suriye halkının meşru temsilcisi konumundaki bu grupların Türkiye'ye karşı hiçbir eylemleri olmamıştır. Aksine bu gruplar, Türkiye'nin bölgedeki etkinliği desteklemektedirler. Türkiye'nin gerçek dostları ve müttefikleri Suriye halkı ve onun temsilcileridir. Bazı çevreler ve sözde aydın kılıklı reziller tarafından hiçbir ahlaki kaygı gözetilmeksizin dillendirilen Rusya güzellemeleri ve Esed sevgisine karşı, Rusya'nın nasıl bir müttefik olduğunu anlamak için, 4 Eylül Salı günü İdlib çevresindeki köylere yaptığı saldırılara bakmak yeterlidir. Bu nasıl bir müttefiktir ki; 7 Eylül Cuma günü yapılacak üçlü zirve öncesinde, altına imza attığı antlaşma kurallarını çiğneyerek beşi çocuk olmak üzere dokuz sivili katledip bir de pişkin pişkin "terörist gruplar" yalanlarını söyleyebilmektedir. Mezhepçi İran ise Kudüs yalanları ile Suriyeli Müslümanları katletmekte ve bazı işbirlikçi reziller tarafından yaptığı bu katliamlara destek bulabilmektedir. Şunun kesinkes altını çizmek isteriz ki: Zalimlerin hesabı çok çetin olacaktır. Adı ister Putin ister Hamaney veyahut Esed olsun, Allah'ın izniyle hem bu dünyada hem de ahrette kaybedenler zalimler olacaktır.

Bizleri Müslüman kardeşler kılarak aramızdaki bağı güçlendiren rabbimizden niyazımız şudur ki; ümmetin her bir coğrafyasında; Suriye'de, Filistin'de, Arakan'da, Afganistan'da zalimlerin zulmü altındaki kardeşlerimize yardım et. Mücahitlere zafer nasip et! Zalimleri de kahret!

ÖZGÜR-DER BARTIN TEMSİLCİLİĞİ

Okunan dua metni:

Bismillahirrahmanirrahim

Ya Rabbena!

Ey her şeyi yaratan, her şeyin sahibi yüce Rabbimiz. Sınırsız kudret ve yücelik sahibi hamid olan sadece Sensin. Her şeyi hesap günü için kaydeden ancak Sensin. Sen bizlerin ayaklarını dinin İslam ve tevhid üzerinde sabit kıl, bizi imandan, kardeşlikten, namazdan, infaktan, uzaklaştırma! Bizi Resulünün kutlu elçinin yolundan ayırma!

Rabbimiz!             

Peygamber efendimiz(s.a.v) buyurmuştur ki: "Allah yolunda Cihadı terk eden hiçbir kavim yoktur ki, Allah onlara zillet vermesin... Yakında milletler yemek yiyenlerin başkalarını sofralarına davet ettikleri gibi size karşı savaşmak için birbirlerini davet edecekler."

Müslüman coğrafyaya zulmeden, kardeşlerimizi en ağır silahlarla katleden Kızıl Çin'iyle, Rusya'sıyla, Emperyalist ABD'si ve Avrupa'sıyla, İran'ıyla ve onların işbirlikçi iktidarlar sürüsüne karşı kardeşlerimize direnme gücü ver, sabır ver, kurtuluş yollarını göster, gaybi ordularınla kardeşlerimizi destekle ey Allah'ım!

Ey Rabbimiz!

Dinini, vatanını, namusunu, şerefini korumak için, Senin emirlerini yeryüzünde uygulayabilmek için var gücüyle çaba gösteren kardeşlerimize güç kuvvet nasip eyle! Mücahitlerimizin bileğini kuvvetlendir, attıklarını vurmayı, küffarın uçaklarını düşürmeyi nasip eyle.

Zalimleşmiş, mezhepçilik batağına saplanmış, Müslüman kardeşlerine karşı merhametini kaybetmiş, ümmet olmayı sadece kendi taifesine asker olmak sayan bizden görünen yalancı, kalbi hasta, eli kanlı zulüm sistemlerini helak eyle. Onların mazlum halklarını özgürleştir. 

Bu yolda canının veren kardeşlerimizi şehidler kervanına dâhil eyle. Kardeşlerimize, sabırlar ihsan eyle!

Ey Mekke'nin, Kudüs'ün, Doğu Türkistan'ın, Gazze'nin ve İdlip'in, Rabbi! Küffarın bizim karşımızda olduğu gibi Müminlerin de kâfirlerin karşısında tüm Müminlere bir olmayı, diri olmayı, basiretli olmayı nasip eyle.

Bize mağfiret et Ey Allah'ım!

El Fatiha!