Namazı kıldıran Kemal Kök mazlum kardeşlerimiz ve ümmet coğrafyasının dirilişi için dua yaptı. Ardından konuyla ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Bartınlıların aileleriyle iştirak ettikleri basın açıklaması ve dua etkinliğine yoğun bir katılım oldu. İşgalci Siyonist rejimin yaptığı saldırıların anlatıldığı ve telin edildiği basın açıklamasının metnini, İbrahim Kurtuluş okudu.

Basın açıklamasıyla birlikte, “Gazze’ye Kudüs’e direnişe bin selam!, Yaşasın küresel intifada!, Katil İsrail, Filistin’den Defol, Filistin Halkı yalnız değildir, Yaşasın Filistin Direnişimiz, Zulme, işgale, siyonizme hayır!” sloganları atıldı.

Okunan basın açıklaması metni şöyle:

Bismillahirrahmanirrahim…

BARTIN'DAN GAZZE'YE DİRENİŞE BİN SELAM

Siyonist İsrail çetesinin, Gazzeli kardeşlerimize hava, kara ve denizden yaptığı saldırılar artarak devam etmektedir.

8 Temmuz'dan beri süren saldırılarda yaşamını yitiren kardeşlerimizin sayısı 900'e yaklaştı. Yaşamını yitirenlerin dörtte biri çocuk. Yaralı sayısı 6000 civarında. Siyonist çete özellikle sivilleri hedef alıyor, okullara ve hastanelere bomba yağdırıyor. Tüm Filistinlilerin öldürülmesini talep edecek kadar alçaklığını, vahşiliğini gösteriyor.

Gazze, Kudüs ve Filistin’in kurtuluşu ancak Yüce Allah’ın yardımı ve Ümmetin çabalarıyla gerçekleşecektir. Dolayısıyla kardeşliğimiz ve yardımlaşmamız konusunda Yüce Allah’ın yardımı için öncelikle Ümmet olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmemiz gerekmektedir.

Siyonist azgınların meydana getirdiği vahşet tablolarına bakıp “bu korkunç zulümler karşısında ‘dünya neden susuyor?’ diye soranlar yanılıyorlar. Dünya susmuyor! Tersine küresel güçler, açık bir şekilde Siyonist katillerle suç ortaklığı yapmaktalar.

Birlemiş Milletler'den İsrail aleyhine bir karar çıkmaması; ABD’nin ve Batı dünyasının İsrail’in caniliklerine mazeret arama yarışına girişmeleri lanetlenmeyi hak eden tavırlar olsa da bizleri asla şaşırtmamalı! Bilmeliyiz ki, bu canavarlık onların asli kimliği! Biz onları Bosna’dan tanıyoruz. Bu vicdansızlık, bu zalimlik Müslüman halklara yönelik genel bir düşmanlık politikasının bir tezahürü. Bu yüzden asırlık bir sorun olarak şüphesiz kangrenleşmiş olması itibariyle Filistin’e yansıyan bu adaletsiz, bu zalimane tavır çok dikkat çekici olmakla birlikte kesinlikle tekil bir tavır sayılamaz. Ne Keşmirlilerin, ne Suriyelilerin, ne Afgan halkının, ne Iraklıların ve ne de diğer zulüm coğrafyalarının  Filistinlilerden farklı bir muamele ile karşılaştığı söylenemez.

Filistin’in kurtuluşu aynı zamanda Suriye ve Mısır’ın batı işbirlikçisi rejimlerden kurtuluşuna bağlı olduğundan, Suriye ve Mısır’daki direnişe ve direnişçilere de en az Filistinli direniş ve direnişçiler kadar sahip çıkmak zorundayız. Bugün Darbeyle alaşağı edilen Cumhurbaşkanı Mürsi iktidarda olsaydı İsrail bu derece pervasız olamaz ve refah sınır kapısı kapatılamazdı. Suriye ve Mısır’daki batı işbirlikçisi rejimler yıkılmadıkça Filistin’in kurtuluşu mümkün değildir.

İsrail denen Siyonist çeteyi İslam Aleminin bağrına saplayan batılılar, İsrail’e olan koşulsuz desteklerini net olarak ortaya koymakta iken, ne onlardan ne de onların İslam dünyasındaki yerli işbirlikçisi rejimlerinden ve krallardan Gazze, Kudüs ve Filistin konusunda hiç bir şey beklemiyoruz. Bilakis, bu rejimlerden ve krallardan da kurtulduğumuz gün Filistin'i kurtaracağımızı biliyoruz.

Bugün Gazze’ye tonlarca bomba atılıyor. Ama şunu bilelim ki Gazze’de vurulan sadece Gazzeli değildir. Bugün Gazze’nin şahsında tüm İslam alemi vurulmaktadır. Rasulullah (as) bizi şu şekilde tarif ediyor. Müslümanlar bir vücudun azaları gibidirler. Biri acı çekerse sıkıntısını tüm uzuvlar çeker.

Biz Bartınlı Müslümanlar olarak diyoruz ki;

Siyonist rejimle olan tüm ilişkiler tamamen kesilmelidir. Bu insanlık düşmanları ile ticari, askeri ve siyasi hiçbir ilişkimiz kalmamalıdır. Bu topraklarda siyonistleri destekleyenler rahat olmamalıdır. Katil İsrail terör örgütünün hiçbir malı kullanılmamalı ve siyonistlere destek veren ticari kuruluşlara ambargo uygulanmalı, evlerimize masum kanına bulaşmış ürünler sokulmamalıdır.

Son olarak Mısır’da, Suriye’de, Filistin’de zalimlerin ve alçak Siyonistlerin cürümlerine karşı yek vücut olmamızın kulluk ve ümmet bilincinin bir gereği olduğunun hatırlatmak istiyoruz.

İşte bu mübarek ayda kurtuluşun tek kaynağı Kur’an’ı Kerim’in indirildiği bu Ramazan ayında, Rabbimizden katledilen kardeşlerimizin şehadetlerini kabul buyurmasını diliyor, zalimleri bir kez daha lanetliyoruz.
’Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. O onları gözlerin dehşetten fırlayacağı bir güne ertelemektedir.’’  (İBRAHİM SURESİ 42)

Bizler zalimlerin zulümlerini tüm dünyaya haykırmak ve onların kirlettikleri beldelerimizde onlara karşı mücadele etmekle yükümlüyüz. Bu dünyevileşen Müslümanlar için de uyanma, arınma ve kendine gelmedir aynı zamanda. Gazze , Suriye bizi uyandırıyor; elimizden tutuyor acılarıyla, kan ve gözyaşlarıyla. Çünkü biz ölüp ölüp dirilen bir ümmetin evlatlarıyız. 

‘’Size ne oluyor da, Allah yolunda ve 'Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder' diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?’’ (NİSA SURESİ 75)

Yaşasın Gazze Direnişimiz!

Yaşasın Suriye direnişimiz!

Ve Yaşasın Zalimler için Cehennem!