Özgür-Der Bağcılar Panelleri Devam Ediyor
Özgür-Der Bağcılar temsilciliği Mekke Döneminde Siret üst başlığında düzenlediği panellerine devam ediyor. Bu haftanın konusu Cahili Sistemin Baskısı, Gizlilik ve Şahitlikti. Cumartesi gecesi gerçekleştirilen panelin yöneticisi Bahattin Urlu, panelistleri
Bahattin Urlu panelin açılışında yaptığı kısa konuşmada Mekke'de ki müminlerin geliştirdikleri mücadelede egemen olan sistemi eleştirdiklerini, mazlum ve müstezafların yanında olan bir yaklaşım gerçekleştirdiklerini bununda sistemin zorba politikalarını ortaya çıkardığını ifade etti. İlk müminlerin bu mücadeleyi tedrici bir metot kullanarak yaptıklarını buradan hareketle günümüz İslami hareketlerinin de bu şekilde davranarak şahitliklerini yerine getirmelerinin gelecek kuşaklara daha iyi bir örneklik oluşturacağını vurguladı.
Açılış konuşmasından sonra ilk sözü Hamza Türkmen aldı. Türkmen'in yaptığı konuşmadan satırbaşları.
Mümtehine Suresinde(8 ve 9. ayetler) vahye tavır alan inanmayanlar ikiye ayrılmaktadır; düşmanlık edenler ve etmeyenler. Düşmanlık edenler müminlere karşı önceleri küçümseyici sonra alay edici hakaret edici daha sonraları ise işkence uygulayıcı ve ambargo koyucu baskılar uyguladılar. Resul(s) ve beraberindeki müminler bu baskılara maruz kaldılar.
Bu baskıların sebebi onların Mekkede ki sistemi sosyal, ekonomik, kültürel işleyişi eleştirmeleriydi.
Allahu tealanın kalk ve uyar hitabından sonra müşriklerin karar alıcı Nadiye meclisleri, örfleri, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleri, ticaretlerindeki haksızlıklar eleştirildi. Müminler ayetleri sokaktaki problemlerle bağlantılandırarak pratiğe döküyorlardı. Sistemin temelini aslını eleştirince baskı ve işkence söz konusu oldu. Özgür-der de sistemin ulusçu temelini eleştirince kapatılma dav asıyla karşı karşıya kaldı.
Diğer panelist Musa Üzer ise şu görüşleri dile getirdi.
15 dakikalık sohbet ve ikram arasından sonra panele devam edildi.
Hamza Türkmen Türkiye'de ve diğer coğrafyalarda gizlilik tercihinin seçilmesini şu nedenlere bağladı; bazı hadis rivayetlerine dayanmak, Cemaati İslami, Hizbuttahrir ve Seyyid Kutub'u yanlış anlayan bazı akımlar ve Cezayir'deki Ulema hareketi gibi hareketlerden etkilenmeler. Bu hareketlerin olduğu yerlerde baskıcı sistemler söz konusuydu. Son olarak sol ve Marksist hareketlerden etkilenmeler.
Şahitlik kavramının Türkiye'deki müslümanların gündemine 90'lı yıllarda girdiğini oysa ilk inen ayetlerde bu kavramın kullanıldığını söyleyen Türkmen vahyin oku emrininde ilk Müslümanlar tarafından şahitlik olarak anlaşıldığını bu emri Mekke'nin medyası sayılabilecek Kabe de yerine getirerek oradaki insanlara vahyi anlattıklarından bahsetti.
Musa Üzer'in konuyu toparlayıcı konuşmasında dile getirdiği görüşler şu şekildeydi: Şahitlik sadece bir grubun bir cemaatin değil tek başına dahi olsa bir bireyin ortaya koyması gereken bir pratiktir. Hiç bir grup benim metodum Rabbanidir deyip onu kutsamamalıdır onu tartışılmaz kılmamalıdır. Bir hareket sistemin esasını hedef alıp alan açıcı bir mücadele gerçekleştirmelidir. Allahın değerlerini esas alarak bu değerleri pratiğe dökerek nefislerde yaşanır kılmak ve böylelikle topluma ve sisteme aktarmak asıl meseledir.
Panel dinleyicilerin soru ve katılımlarıyla sona erdi.
Haber: Murat Yörükoğlulları
Fotoğraf: A.Vahap Kurşun