İslamofobi ve Batı'nın İslami Yönetimlere Yaklaşımı
Özgür-Der Bağcılar Temsilciliği aylık olarak düzenlediği programlarına devam ediyor.
Bu ayki program 1 Mart Cumartesi gecesi temsilcilik binasında Kenan Levent'in sunumuyla gerçekleştirildi. Kenan Levent, konuşmasında İslamofobi ve Batının İslami yönetimlere yaklaşımı konusunu işledi.
Kenan Levent konuşmasına Bakara Suresi 115. (Doğuda Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü(kıblesi) orasıdır. Şüphe yok Allah kuşatandır, bilendir) ve Maide Suresi 8. ayetlerini (Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup, sakının. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızdan haberi olandır) okuyarak başladı.
Levent, İslamofobinin kelime olarak İslam korkusu anlamına geldiğini, kavram olarak ta en genel anlamda Batı dünyasında İslam'a karşı kin, nefret ve düşmanlık besleme, Müslümanlardan nefret etme ve hoşlanmama şeklindeki irrasyonel bir korku olarak tanımlandığını belirtti. Levent, bir diğer ifadeyle, İslamofobinin, İslam korkusuna dayalı Müslüman karşıtlığını, ayrımcılığını ve düşmanlığını ifade ettiğini vurguladı.
İSLAMOFOBİK ALGILAR
Levent, İslamofobik algılar dendiğinde nelerin akla geldiğini maddeler halinde sıraladı.
1-İslam, tek bir blok halinde ve durağan olarak görülmektedir.
2-İslam farklı ve öteki olarak görülmektedir. İslam başka kültürlerle ortak değerlere sahip değildir, onlardan etkilenmemekte ve onları etkilememektedir.
3-İslam batıya göre ikinci sınıf olarak görülmektedir. İslam barbar, akıl dışı, ilkel ve cinsiyet ayrımcılığı yapan bir yapıdadır.
4-İslam şiddet yanlısı, saldırgan, tehditkar, terör destekçisi ve medeniyetler çatışmasına girişmiş olarak görülmektedir.
5-İslam düşmanlığı tabii ve normal olarak görülmektedir.
İSLAMOFOBİNİN TARİHSEL KÖKENLERİ
Levent, İslamofobinin oluşmasına sebep olan tarihsel olgulardan da bahsetti. Bu olguların en önemlilerinden birisinin Hristiyanlık ve haçlı seferleri olduğunu vurguladı. Levent, Şamlı John, Aziz Peter ve Martin Luther gibi Hristiyan din adamlarının, İslamofobiyi oluşturan tarihi olgular olduğunu söyledi.Levent,18 ve 19. yüzyılda çok sayıda seyyahın islam topraklarında yolculuk ettiğini ve bu seyyahların pek çoğunun doğrudan ve dolaylı olarak kendi ülkeleri hesabına istihbarat topladığını ve bunlarında islamofobinin oluşumunda katkıları olduğunu ifade etti. Levent, günümüzde ise bazı kişilerin gazeteci, işadamı adı altında istihbarat örgütlerine çalışarak bu seyyahların yerini aldığını dile getirdi. İslamofobinin oluşumunda etken olan tarihsel diğer bir olguda sömürgecilik ve oryantalizm'dir. Misyonerlik faaliyetleri ve medeniyet kavramı da İslamofobinin oluşumuna katkı sağlamışlardır. Misyonerlik faaliyetleri, İslam ülkelerinde iki yönlü bir amaca hizmet etmiştir. Birincisi Müslüman halkı Hristiyanlaştırmak. Bu alanda fazla başarı sağlayamadılar. İkinci amaç olarak, Müslümanları sekülerleştirmek. Bu yolla müslümanlar, sömürgeci yayılmaya ve sömürüye yönelik bir tehlike oluşturmayacaklardı. Bu alanda başarı sağladılar.
İSLAMOFOBİNİN AKTÜEL SEBEPLERİ
Kenan Levent, medyanın islamofobinin oluşumunda oldukça etkili bir yere sahip olduğunu ve medyanın İslam ve müslümanlarla ilgili haberlerde gerçekleri örterek ve çarpıtarak verdiğini vurguladı. Diğer aktüel nedenin milliyetçilik ve şablonculuk olduğunu belirten Levent, bu etkenleri oluşuranların bu etkenleri ortadan kaldırmadıkça müslümanların kendilerinin bunu kaldırmalarının mümkün olmadığını söyledi. Diğer bir etken güvenlik ideolojisi ve anti-Semitizm'dir. Müslümanların anti-Siyonist tavırları anti-Semitizm gibi sunulmaya çalışılıyor.Bir başka etkende islamofobik kültürel Müslümanlardır. İslam coğrafyasında doğup, islami iklimde büyümelerine rağmen, islamı içselleştirememiş veya islam karşıtı olmuş ya da ılımlı müslüman tiplerin oluşturduğu ve yaygınlaştırdığı islamofobik yaklaşımlar vardır.Son olarak ta Müslümanlardan kaynaklanan İslamofobi sözkonusudur. Bu Müslümanlar dil öğrenmedikleri için iletişimsizlik içinde olmuşlardır. Ayrıca çok parçalı oldukları için örgütlenememişlerdir. Üstüne üstlük hikmet, basiret ve ferasetten yoksun bazı islami grupların ve şahısların ortaya koyduğu şiddet eylemleri de bu islamofobik algıyı beslemektedir.
BATI'NIN İSLAMİ YÖNETİMLERE YAKLAŞIMI
Kenan Levent, konuşmasının son bölümünde batı'nın İslami yönetimlere yaklaşımlarında en önemli etkenin İslam'ın bugünkü Uluslararası politikalarda, politik ve ekonomik olarak batının sömürüsüne karşı bir engel olarak görülmesi olduğunu ifade etti. Batı'nın bakış açısını oluşturan diğer bir etken de İsraili'in güvenliği konusudur. Diğer bir etken de islam dünyasının jeopolitik ve ekonomik olarak sömürülmek istenmesidir.
Program dinleyicilerin katkı ve sorularıyla sona erdi