Başakşehir'de Seyyid Kutub ve Mısır Direnişi Programı
Özgür-Der Bağcılar Temsilciliği ve Başakder’in ortaklaşa düzenlediği Seyyid Kutub ve Mısır Direnişi programı Başakşehir Sular Vadisi‘nde yapıldı.
Başakşehir halkının yoğun ilgi gösterdiği program Feyzullah Akyol’un okuduğu Kuran-ı Kerim ve mealiyle başladı. Programda şiirler seslendiren, aynı zamanda sunuculuğu da yapan Ali Değirmenci yaptığı açılış konuşmasında yeryüzünün her yerinde zulme, zillete baş kaldırarak, tevhidin, hakkın, adaletin tanıklığını yapan kadınlara, erkeklere,çocuklara vurgu yaparak,Mısır ve Suriye de tuğyana ve tağutlara karşı mücadele eden Müslümanların direnişinden bahsetti. Değirmenci, 29 Ağustos 1966 yılında dönemin Mısır firavunu tarafından şehit edilen Seyyid Kutub’un insanlığa rehberlik edecek Kuran neslinin yetişmesi için çaba gösterdiğini belirtti. Ali Değirmenci, son olarak Seyyid Kutub’un zalimlere karşı gösterdiği direniş çizgisinin bugün Mısır’da kolektif salih amel olarak ortaya çıktığını ve bu durumun da Müslümanların göğsünü genişlettiğini ifade etti.
Celal Topçu’nun, sözlerini Seyyid Kutub’un yazdığı Kardeşim Sen Özgürsün isimli şiire yaptığı klibin sinevizyon olarak gösterilmesinden sonra programın ilk konuşmacısı Hamza Türkmen söz aldı. Türkmen, 47 yıl önce şehid edilen Seyyid Kutub’un Resulullah döneminden bu yana ilk kez cahiliye toplumu ifadesini kullandığını ve içinde yaşadığımız ulus devletlerin batılı devletlerin bir kurmacası olduğunu ve batılı sömürgeciler tarafından oluşturulan yapay sınırlar içinde yaşadığımızı söyledi. Türkmen, ümmeti yeniden diriltmek için Seyyid Kutub’un 1964 yılında Yoldaki İşaretleri yazdığını ve bu kitabın dünya istikbarı ve Mısır firavunu Nasır tarafından tehdit olarak görüldüğünü ve O’nun bu yüzden şehid edildiğini vurguladı. Hamza Türkmen, İhvan’ın şu anki mürşidi Muhammed Bedii’nin Seyyid Kutub şehit edildiğinde 17 yaşında olduğunu ve onunda o zaman 9 yıllık işkencelerle dolu bir hapis hayatı yaşadığını belirtti. Türkmen konuşmasının devamında şu görüşleri belirtti;
Seyyid Kutub, Fizilal’i Kuran tefsirinin Rad suresi bölümünde bu tefsiri insanları Kuran-ı Kerimle buluşturmak için yazdığını ve insanlar Kuran’ı tertil üzere okumaya başladıklarında bu tefsirin sadece bir araç haline geleceğini söylemiştir. Şu anda Mısır’da ve Suriye’de Müslümanları katleden katiller Ashabı Uhdud’a benzemektedir ve bu katillere karşı direnen Müslümanlar İslam tarihine, dünya tarihine geçeceklerdir. İHH ve benzeri derneler bu ülkelerdeki Müslümanlara yardım göndermektedir.
Ali Değirmencinin Ortadoğu intifadalarından sitayişle bahseden kendi şiirini seslendirmesinden sonra programın ikinci konuşmacısı Hilal TV Genel Müdürü Adnan İnanç sahne aldı. Konuşmasını tarih teması üzerine kurgulayan İnanç özetle şunları söyledi; Allah Kuranı Kerim’in 3/2’sinde tarihten bahseder,300’e yakın kıssada peygamberlerin örneklikleri anlatılır. Allah bu tarihi kıssalardan ibret ve dersler almamızı istemektedir. Tarihi belli azınlıklar, az sayıdaki insanlar ve liderler kurmuşlardır. Seyyid Kutub, Fizilali Kuran ile bizleri yeniden Kuranla tanıştırmıştır. Seyyid Kutub, profesör, akademisyen, alim, aydın ve aynı zamanda bir hareket insanıdır. Birleşmiş Milletlerin 5 daimi üyesi A.B.D, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin aynı zamanda veto hakkına da sahiptirler. A.B.D, Hiroşima ve Nagazaki’ye nükleer bomba atıp 250.000 kişiyi öldürmüştür. Aynı A.B.D, 1955-1973 yılları arasında 3 milyon Vietnamlıyı bombalarla ve zehirli gazlarla öldürmüştür. Fransa da, Cezayir’i sömürge olarak elinde tuttuğu yıllarda 5 milyon kişiyi katletmiştir. Çin, Tibet’te, Doğu Türkistan’da insanları katletmektedir. İngiltere her türlü sömürüyü yapmaktadır. Rusya da, Çekoslovakya ve Macaristan’da katliamlar yapmıştır. Bütün bu ülkelerin Mısır’daki darbeye karşı çıkmaları mümkün değildir. Mısır’daki darbenin bir benzeri, Türkiye’de de Gezi olaylarıyla yapılmak istenmiştir.
Programın son konuşmacısı Abdurrahman Dilipak, Allah’ın ipine sarılmadığımız için zalimlerin bizim başımıza musallat olduğunu, mazlumlara yardım ettiğimizde, mallarımızı Allah rızası için harcadığımızda, Allah’ın bizlere kat kat karşılığını vereceğini söyledi. Dilipak, Türkiye’nin son 1.5 yılda Somali başta olmak üzere yoksul ülkelere 7 milyar dolar yardım ettiğini ancak Türkiye’de sigaraya yılda 10 milyar dolar harcandığını vurguladı. Geceye katılanlardan sigara içenlerin sigarayı bırakmalarını isteyen Dilipak’ın çağrısına uyanların, sigara paketlerini sahneye doğru fırlatmaları ilginç görüntüler oluşturdu. Dilipak, Kuran-ı Kerim’in Allah ile kul arasında bir sözleşme olduğunu vurgulayarak, Kuran’ı anlayarak okumamız ve şahitliğini yapmamız gerektiğini belirtti. Dilipak, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde Seyyid Kutub’un yazdığı Fizilali Kuran, Yoldaki İşaretler, Din Budur, İstikbal İslam’ındır, İslam’da Sosyal Adalet, Kuran’da Kıyamet Sahneleri, Kuran’da Edebi Tasvir isimli eserlerini saydı. Dilipak, konuşmasının sonunda yeni bir dünyanın mümkün olduğunu ve bu yeni medeniyetin öncü kadrolarının da Müslümanlar olacağını belirtti.
Gecenin sonunda sahneye çıkan Grup Yürüyüş, başta son albümü Hurriya’dan olmak üzere bir çok ezgiyi seslendirdi. Özellikle çocukları sahneye çıkararak söyledikleri marşlar renkli görüntüler oluşturdu. Gece programı, Kunut duası ve sloganlarla sona erdi.
Haksöz-Haber: Murat Yürükoğulları
Fotoğraf: Afgani Türkmen