Bağcılar’dan Özgür-Der’e Yeni Bir Soluk!

Bağcılar’dan Özgür-Der’e Yeni Bir Soluk!

Özgür-Der Bağcılar temsilciliği Bağcılar Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlenen bir geceyle açıldı. Soğuk hava ve sağanak yağmura rağmen salonu dolduran Müslümanlar bu katılımlarıyla adeta kapatma davasına bir cevap veriyorlardı.

Sunuculuğunu Veysi Selimoğlu'nun yaptığı gece Mehmet Şahin'in Kur'an-ı Kerim tilaveti ve meallendirmesiyle başladı. Programın açılış konuşması Özgür-Der Bağcılar Temsilcisi Bahattin Urlu tarafından yapıldı. Urlu konuşmasında bu temsilciliğin 2-3 yıldan bu yana Bağcılar ve çevre semtlerdeki Kur'an'a yönelen kardeşlerle yapılan alt yapı çalışmalarının kurumsal tanıklığa dönüştürülmesi anlamına geldiğini belirtti. Urlu, tevhidi kimliği kuşananların cahili kuşatmaya rağmen Kur'ani toplumu düşünce ve amelde yeniden inşa etme çabasında bulunduklarını vurguladı. Konuşmasında ÖZGÜR-DER hakkında açılan kapatma davasına da değinen Urlu, tevhid ve adaletin tanıklığını yapan Özgür-Der'e karşı egemen sistem tarafından kapatılma davası açıldığını, ama bu açılış töreninin İslami mücadele ve özgürlük azimlerinin kırılamayacağının da bir ilanı olduğunu belirtti.

Daha sonra Özgür-Der'in kuruluş amacının ve gerçekleştirdiği etkinliklerin anlatıldığı bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Daha sonra gecenin esas konusu olan "Gazze: İslami Direniş ve Diriliş" başlıklı konu üzerine konuşmak üzere söz Haksöz dergisi yazarı Rıdvan Kaya'ya verildi.

BİZİMDE BİR DAVAMIZ VAR

Rıdvan Kaya,  temsilciliğin açılmasının birlikteliğin ve dayanışmanın kurumsal bir çerçeveye oturtulması demek olduğunun belirtti. Yeni bir temsilcilik açılmasından dolayı duyduğu sevinci ve gururu katılımcılarla paylaşan Kaya, bu açılışın egemenlerin baskılarına ve korkutmalarına karşı kararlılığın bir adımı olarak gördüğünü belirtti.

Rıdvan Kaya, egemenlerin açtığı kapatma davası varsa bizlerin de Rabbimizin lütfuyla yüklendiğimiz bir davamız var dedi. Egemenlerin davasının bizim davamız karşısında hiçbir hükmünün olmadığını da sözlerine ekledi.

Hayata, olaylara, yeryüzüne ve kainata bir bütün içinde bakmalıyız diyen Rıdvan Kaya Rasullerin örnekliğinde de bunun olduğunu söyledi. Konuşmasında sistemi doğru tanımlamamız ve ona karşı doğru bir tavır almamız gerektiğini belirten Kaya sistemin ekonomik krize ve insanların işsiz kalmasına rağmen silahlanmaya büyük paralar harcadığını söyleyip yeni F-16 uçaklarının alımını örnek gösterdi.

Cahili sistemin insanlıkla çelişen halkın talepleriyle çelişen uygulamalarından bahisle ortaya çıkan asit kuyuları, sağdan soldan çıkan askeri malzemeler, bombalar ve silahlara rağmen kurulu sistemin suçlularının insanları suçlamaya halkın haklı taleplerini nasıl bastırmaya çalıştığını görüyoruz dedi.

Genelkurmay iletişim daire başkanın haftalık açıklamalarına dikkat çeken Kaya bu açıklamalarda halkın korkutulmaya çalışıldığını belirtti.

Konuşmasının geri kalan kısmını Gazze'ye ayıran yazar yeryüzünde izzet ve onurlu bir direnişle kimliğine sahip çıkan her şeye rağmen en ağır bedelleri ödemekten kaçınmayan bir Gazze halkı olduğunu belirtti. Direniş ve onur dersi yanında Gazze'nin bir diğer dersinin de işbirlikçilerin maskesinin düşürülmesi olduğunu belirtti. Bölgede kendi iktidarları da tehdit altında olduğu için zalim ve emperyalistlerle işbirliği yapan yerli işbirlikçilerden bahseden Kaya, Türkiye İsrail arasındaki askeri işbirliği anlaşmalarına ve uygulamalarına dikkatleri yöneltti.

Kaya'ya göre önemli bir diğer ders izzet ve şerefin tavizle değil bedel ödemekle gerçekleşeceği olgusuydu. İslami kimliğe, ilkelere sarılarak her türlü baskıya rağmen bedel ödemeyi göze almanın güzel bir örnekliğini Gazze'nin sergilediğini belirten konuşmacı, İslami kimliğe gerektiği gibi sahip çıkarsak dünyevi olarak olmasa da ahirette mutlaka kazanacağımızı vurguladı. Rıdvan Kaya konuşmasını ne zihnen ne yürek olarak nede pratikte cahili sistemle uzlaşılamayacağı ve kimliğin bulandırılamayacağı sözleriyle sonlandırdı.

Özgür-Der şubelerinin ve kardeş kuruluşlarının gönderdiği tebrik mesajlarının okunmasının ardından Grup Yürüyüş sahne aldı. Çoşku ve hüznü yansıtan ezgi ve marşlar söyleyen Grup Yürüyüş tekbir ve sloganlarla programını tamamladı

DİRENİŞ VE ŞEHADET OKULU GAZZE

Vakit gazetesi yazarlarından Abdurrahman Dilipak umut ve özgüven veren üslubuyla yaptığı konuşmayla geceye iştirak etti.

Dilipak konuşmasında özetle şunları söyledi:  Gazze yeni bir ulus devlet oluşturma mücadelesi değildir. Gazze İslam ümmetinin var olma, yeniden ayakları üzerine dikilme mücadelesidir. Gazze direniş ve şehadet okuludur. Cihatsız ve şehadetsiz direniş olmaz.

Gazze Filistin meselesini rayına oturtmuştur. FKÖ ve El-Fetih'in gerçek yüzünü teşhir etmiştir. FKÖ'nün aslında hangi maksatla kurulduğunu ve himaye gördüğünü ortaya koymuştur. İsrail ve FKÖ, Mısır da bir araya gelmiş ve bir hafta içerisinde Gazze'nin düşeceğini tartışmışlar ve yönetimi FKÖ'nün almasını planlamışlar. Fakat bu böyle olmadı. Bütün Filistin'in meşru temsilcisi Hamas'tır. Gazze direnişi, İslam ümmeti için milattır.

Dilipak, Gazze meselesinin insanlık, iman, tarih ve bizim çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği meselesi olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdürdü. Gazze düşerse Kudüs'ün düşeceğini o da düşerse Urfa'nın, Diyarbakır'ın düşeceğini belirtti. Dilipak, Gazze küresel intifadanın bir atölyesidir, bir okuludur; bu atölye çalışmasını gelecek açılımlarımız için doğru değerlendirmemiz gerekmektedir dedi.

Dilipak, müslümanların yaptıklarından, yapması gerekirken yapmadıklarından, söylemesi gerekirken söylemediklerinden ve yeryüzünden hesaba çekileceğini ifade etti. Futbol, parti seçimlerinin sonuçları gibi konularla vakit geçirilmemesi gerektiğini belirtti. Müslümanların ekonomik, sosyal ve kültürel olarak hayatta söz sahibi olmaları gerektiğini söyledi. Yeryüzünün bütün yetimlerinin bizim yetimlerimiz olduğunu dile getirdi. Başımıza gelenlerin Allah'ın ipini bıraktığımız için olduğunu yoksa İslam düşmanları bunu yaptığı için olmadığını ifade etti. Kalpten imanın nurunu ve bilgiyi yitirdiğimiz için bu hale geldik diyen ve Müslümanların bütün insanların haklarına ve hukuklarına sahip çıkması gerektiğini belirten Dilipak bunun için örgütlenmenin gereğine vurgu yaptı. Müslümanların genelde tarihten kopuk, günlük sorumluluklarından uzak olduklarını ve gelecek planlarını kuramadıklarını belirtti. Dilipak müslümanların bilinçte, dayanışmada ve amelde aktif olmaları gerektiğini belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Gece Grup Kardeşlik Çağrısının ezgi ve marşlarıyla devam etti.

Abdulvahap Kurşunun yaptığı duadan sonra sahne alan Adem Tuzcu, Filistin!le ilgili iki güzel eseriyle programın son etkinliğini gerçekleştirdi.

Almanya Mizan Derneği, Almanya irşad Kitabevi, Özgür-Der Şubeleri ve Isparta İlk-Der gönderikleri mesajlarıyla Bağcılar Temsilciliğinin açılışını kutladılar.  

Haksöz Haber / Bağcılar

Fotoğraflar: Sevra Türkmen

Önceki ve Sonraki Haberler