Bağcılar “Şahitlik, Şehitlik ve Muhalif Kimlik” Paneli
Bağcılar Özgür-Der’de “İslami Şahsiyetin Oluşturulması” üst başlıklı paneller devam ediyor. Bu ayki panelin konuşmacıları Merve Ayar, Esra Çifci ve Sevda Baytap idi.
Özgür-Der Bağcılar Temsilciliği'nin "İslami Şahsiyetin Oluşturulması" başlıklı panelleri devam ediyor. Yılın ilk günü yapılan "Şahitlik, Şehitlik ve Muhalif Kimlik" konulu panelin oturum başkanlığını Sevda Baytap yaparken Merve Ayar ve Esra Çifci Dindar da konuşmacı olarak tebliğlerini sundular.
İlk konuşmacı Merve Ayar konuşmasında şahitliğin öncelikle kendi nefsimizde başlayıp ailemizi, çevremizi, toplumu, tarihi kuşatan; ahirette hesap günü ağızlara mühür vurulup azalarımızın bize şahitlik edeceği güne kadar devam edecek olan uzun soluklu bir süreç olduğunu dillendirdi. Bu süreçte yaşadığımız her türlü vahiy dışı hal, hareket ve siyasete karşı takındığımız, belirlediğimiz ilkeler ve kimliğimizin, duruşumuzun adına da muhalif kimlik denilebileceğini belirten Ayar, konuşmasının bundan sonraki bölümünde şahitlik esnasında karşılaşılabilecek çeşitli zorluklar karşısında takınılacak tavır ve davranışlardan bahsetti ve şunları söyledi:
"Şahitlik hayatın çeşitli imtihanlarla dolu olduğu bilincini taşımaktır. Kendi imtihanlarımızla uğraşıp mücadele verirken, zulme ve küfre karşı birlik ve beraberlik içerisinde topluluk olarak şahitlik etmemiz gerektiğini bilmeliyiz. Zulme ve küfre karşı birlikte verilen mücadelede Müslümanların yaptığı hataları, cemaatlerin bazı zaaflarını görüp bireyselleşmek doğru bir davranış değildir. Hatasız mümin aramaktansa hatalarımızla birbirimizi sevmemiz gerekmektedir. Rabbimiz bizi kardeş ilan etmiştir ve öncelikle birbirimize şahitlik ettiğimizi unutmadan ön yargısız olmayı, beraber iş yapmada birbirimize saygılı olmayı öğrenmek zorundayız."
Ayar, tebliğ ve İslami mücadelede yol ve yöntem belirlemede izlenecek yolun Hz. Muhammed (s) ve ilk müminlerin şahsında modelleştiğini belirterek konuşmasını bitirdi.
İkinci konuşmacı Esra Çifci Dindar, konuşmasında kavramları doğru anlamanın her müminin önemli vazifeleri arasında olması gerektiğini belirterek bazı kavramların zaman içerisinde anlam daralmasına uğradığını ifade etti. Çifci, anlam daralmasına uğrayan bu kavramlardan birisinin de şahitlik olduğunu söyledi. Çifci, bu anlam daralması sonucu bugün şehadet, şehit olmak ya da şahit olmak kelimeleri geçtiğinde Müslümanların zihninde ya kelime-i şehadet getirmek ya savaşırken ölmek ya da hukuki bir konuda doğru şahitlik yapmak yani yalan yere şahitlik yapmamak gibi oldukça dar anlamların oluştuğunu ifade etti. Çifci, bu tespitin ardından hakikate şahitliğin nasıl olması gerektiğini şu şekilde özetledi:
"Şahitlik iman etmekle başlayan, eğitimle devam eden bir süreçtir. Burada eğitim Kuran-ı Kerim vasıtasıyla pratiğin içinde ve pratiğe dönük bir talim anlayışı ile gerçekleştirilmelidir. Diğer bir husus hakikate şehitliğin yöntemi ile ilgilidir. Bu yöntem şahitliğin gizlenmemesi gerekliliğidir. Şahitlik sabrederek gerçekleştirilir. Hz. Muhammed ve ilk Müslümanlar egemenlere karşı açık bir muhalefet yürüttükleri ve vahyin gerektirdiği doğrultuda bir yaşam biçimi ortaya koydukları için hırpalanmışlar ve sıkıntılar çekmişlerdir. Fakat Allahın yardımını umarak şahitliklerini sürdürmeye devam etmişlerdir. Bu noktada sabır göstermişlerdir. Müslümanlar birlikte ve toplu hareket ederek şahitlikte bulunurlar. Şahitlik yaşanılan toplumda ve çağda vahyi sosyalleştirerek yapılır. Şahitlik adanmışlığı gerektirir. Şahitlik şehit ve şahit olmayı ve şahit olmayı arzulamakla olur."
Panel programı dinleyicilerin soru ve katkılarıyla sona erdi.
Murat Yürükoğulları / Haksöz-Haber