Siyonist İsrail’in Katliamları Antalya’da Protesto Edildi
Gazze’de yaşanan İsrail zulmünü protesto etmek için Antalya’da bulunan STK’lar bugün Cuma namazı sonrası şehitler için Muratpaşa Camisi bahçesinde gıyabi cenaze namazı kıldılar.
Cenaze namazı kılınırken çocukların ön safta durması dikkat çekti. Cenaze namazının ardından grup Antalya kapalı yol havuz başına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca İsrail ve ABD aleyhine sloganlar atıldı.
Selamlama konuşması Alparslan Aslan tarafından yapıldı. Ardından Özgür-Der Antalya sözcüsü Barış Hoyraz basın açıklamasını okudu. Basın açıklaması okunurken grup sık sık tekbirler getirerek, sloganlar attı. Basın açıklamasının okunmasının ardından Abdülkadir Ağlamaz’da bir dua yaptı. Yapılan duanın ardından grup dağıldı.
Basın Açıklaması Tam Metni:
Bismillahirrahmanirrahim
Kalbi Gazze’yle atan değerli kardeşlerimiz!
Gücünü terör için, katliam için, cinayet için, çocuk ve kadın öldürmek için, işgal için, kısacası insanlık dışı her şey için kullanan İsrail devleti, Gazzeli kardeşlerimizin üzerine bombalar yağdırıyor.
Filistin’in, Gazze’nin yine kan ağladığı bir günde, katil Siyonist rejimi lanetlemek her türlü şirkten, tuğyandan, zulümden, haksızlıktan ve adaletsizlikten beri olduğumuzu tevhid, adalet ve özgürlük mücadelesi veren izzet sahibi Gazzeli kardeşlerimize sahip çıktığımızı göstermek, ümmet olma diriliğini ortaya koymak adına burada bulunmaktayız.
Mazlum Gazze halkı topluca katlediliyor. İçerisinde hiçbir askerî üs bulunmayan Filistin'in Gazze şehrine tonlarca bomba yağdırılıyor. İki haftadır İşgalci Siyonist Çete’nin Gazze’ye gerçekleştirdiği saldırılar sonucunda 250’nin üzerinde Filistinli kardeşimiz şehit edildi, 2000’e yakın da yaralı var. İsrail her seferinde “çocukları kalkan olarak kullanıyorlar” yalanını atmaya devam ede dursun; plajda oynarken nokta atışı yapılarak şehit edilen çocukları hepiniz gördük.
Yaşanan bu acı olay, sosyal medyada az sayıdaki İsrail vatandaşı tarafından kınanırken, bir çok İsrailli, nefret dolu paylaşımlarda bulunarak şunları yazdılar:
Çok iyi, bırakın yansınlar ya da boğulsunlar.
Sadece dört mü? Daha fazla öldürebilmeliydik. Umarım bir dahaki sefere daha çok olur.
israil Savunma Ordusu’na saygılar, Yahudi kızı olduğum için gururluyum!
Neden o kadar çocuk öldü ki, Gazze'de çok daha fazla çocuk var.
Her Arap çocuğu, geleceğin teröristidir.
Büyüyünce terörist oluyorlar, hala küçükken hepsini öldürmeliyiz.
Yaşasın, bu gece bir koyun keseceğiz. İşte parti yapmak için bir sebep.
Ayrıca İsrailli kadın vekilin: “Filistin'de anneleri de öldürelim.” demecini hepimiz duyduk, İsraillilerin seyir tepelerinde bombaları izlerken ki fotoğraflarını da gördük. Bunlar gerçekten insanlıktan hiç nasibi olmayan yaratıklara dönmüş durumdalar.
Şüphesiz İsrail’i işgalci, katliamcı, işkenceci, saldırgan ve dokunulmaz kılan çok sayıda faktör var. Siyonist ideoloji ve bu ideolojiyi hayata geçiren kadroların AB-ABD adına İslam coğrafyasında boşluğu doldurulamayacak kadar fonksiyonel bir icra merkezi olduğu malum. İsrail’i katliamlara teşvik eden bölgesel güç dengeleri ve işbirlikçi yönetimler olduğunu da unutmamak lazım.
Türkiye’de fazlasıyla tuhaf, izahı imkânsız bir durum var. Hemen her çevre İslam coğrafyasındaki gelişmelerle alakalı bu arada hassaten Filistin’le alakalı gösterilmesi gereken duyarlılık, sorumluluk ve eylemi neredeyse Başbakan Erdoğan’a devretmiş gözükmekte. İslami ve insani sorumlulukların bir şahsın veya makamın omuzlarına yüklenmesi hiç kabul edilebilir bir şey değildir. Maalesef seçim mitinglerine gösterilen ilgi, alaka ve sahiplenme basın açıklamalarına, protestolara gösterilmemektedir. İki haftadır Türkiye’de yeterli düzeyde basın açıklamaları ve yürüyüşler bile yapılamadı. Acaba ne bekleniyor? Neden meydanlarda değiliz?
Vakıflar, dernekler, platformlar, cemaatler, ağır ve muhterem abiler harekete geçmek, İsrail protestoları ve Filistin için yardım kampanyaları başlatmak için vahiy mi bekliyorlar yoksa? Süslü ve iddialı kurumlar, arkasında durulamayan iddialı nutuklar şimdi daha zor bir teste tabiler.
“Her eylem yeniden diriltir beni” diyen bir neslin “her konfor biraz daha köreltir beni” formatına tebdili acılı ve acıklı bir hikâye olarak tarihe geçerse işte o zaman Filistin’e, Suriye’ye, Irak’a, Mısır’a, Afganistan’a değil asıl kendimize ağlama vakti gelmiş demektir.
Kendisine hiçbir yaptırım uygulanamayan İsrail dünyanın bu sessizliğinden de güç alarak, Filistin’i tamamen işgal etme ve Müslümanlardan temizleme amaçlı planlarının bir neticesi olarak, mübarek Ramazan ayı içerisinde bir yanda Gazze halkına denizden, havadan ve karadan bombalar yağdırıyor, öbür yanda Kudüs’teki imha operasyonlarına kullanılması yasak olan silahlarla devam ediyor.
Bizler Antalyalı Müslümanlar olarak İsrail denen haydutlar çetesinin varlığını kabul etmediğimiz gibi, sadece kendileri için değil, tüm Ümmetin ortak değeri olan Kudüs ve Filistin’i canları ve malları pahasına savunmaya çalışan onurlu ve yiğit Filistinli Müslümanların mücadelelerinin sonuna kadar yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz.
Biz biliyoruz ki, Filistinli Müslümanlar sadece yurtlarını savunmuyorlar. Aynı zamanda Ümmetin en önemli beldelerinden olan Filistin’i ve ilk kıblemiz olan Kudüs’ü savunuyorlar. Katil işgalci İsrail’in yaptığı katliamlar karşısında ABD, Rusya ve diğer emperyalist devletlerin oyuncağı durumundaki BM ise göstermelik açıklamaların dışında kılını dahi kıpırdatmamaktadır.
Emperyalizme karşı onurlarıyla ve tertemiz alınlarıyla mücadele veren kardeşlerimiz olunca BM şemsiyesi altındaki emperyalist devletler hemencecik harekete geçmekte kardeşlerimizi “terörist” ilan etmektedirler. Ardı ardına bütün devletler İsrail’in kendini savunma hakkına sahip olduğunu söylemekten geri kalmıyorlar. Sanki 250’den fazla insan İsrail’de ölmüş.
Zalimler pek yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini elbette bileceklerdir. Alçak Siyonistler akıttıkları kanda pek yakında boğulacaklardır. Dünya zalimlerin yıkılıp gittikleri tarih sayfalarıyla doludur. Rabbimiz sebat eden, direnen Müslüman kullarına va’d ettiği güzel günleri bir gün verecektir.
UNUTMAYALIM Kİ:
ZALİMLERİN DİZ ÇÖKMESİNİN YOLU MAZLUMLARIN DİRENİŞİNDEN GEÇER.
TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR.
ZALİMİN SAFINDA OLAN ZULMÜNE DE ORTAKTIR.
ZALİMLERİN DİZ ÇÖKMESİNİN YOLU MAZLUMLARIN DİRENİŞİNDEN GEÇER.
Bizler zalimlerin yüzlerine zulümlerini haykırmak ve onların kirlettikleri beldelerimizde onlara karşı mücadele etmekle yükümlüyüz.
‘’Size ne oluyor da, Allah yolunda ve 'Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan şu kasabadan bizi çıkar; bize kendi katından bir veli (koruyucu, sahip) gönder, bize kendi katından bir yardımcı gönder' diyen zayıf düşürülmüş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?’’ (NİSA SURESİ 75)
Biz de bugün Hz. Musa’nın,duasında Rabbine söz verdiği gibi Rabbimize yöneliyor ve söz veriyoruz: “Rabbim, Bana verdiğin nimetle asla suçlulara arka çıkmayacağım.”