Özgür-Der gönüllülerinden bazıları, sabahın erken saatlerinde gelerek kahvaltılarını çam ağaçlarıyla kaplı alanda yaptılar. Öğlene doğru çoğunluk piknik alanına geldi. Gençler ve çocuklardan oluşan bir grup havanın ısınmasını da bahane ederek denize girdi. Bazıları balık tutmak için oltalarını ve zıpkınlarını kuşandılar fakat maalesef elleri boş döndüler. Bazıları da ellerinde fotoğraf makineleriyle doğanın güzelliklerini fotoğraflamak için birbirleriyle yarıştılar. Bazıları da mendil kapmaca oyunu oynadılar. Mendil kapmaca oyunu ama mendil bulunamayınca poşet kapmaca oldu. Bazıları da stres atmak için denize attıkları taşları sektirmeye çalıştılar. Bazıları da Türkiye ve dünya gündemi hakkında karşılıklı fikir alış verişinde bulundular. Bu arada semaverlerin bacaları da gün boyunca hiç durmadan tüttü.

Yenilen öğle yemeğinin ardından cemaatle öğle namazı kılındı. Akabinde küçük gruplar halinde sohbetler edildi ve yeni arkadaşlarla tanışıldı. Oyun oynamaktan yorulan çocuklar da her zaman olduğu gibi öğlen uykularına daldılar. Bu arada çocuklarda gün boyunca kendi aralarında oyunlar oynayarak vakitlerini geçirdiler. Halat çekme yarışmasını oynayan çocuklara imrenen yetişkinlerde ipi kaptılar. 15'er kişilik yetişkinlerden oluşan takıma tabiî ki ne ip dayanır ne zincir. Daha sonra "Hazine Bulma" oyununa çocuklardan daha çok gençlerin katılmak istediği görüldü. Liseli erkek ve bayanlardan oluşan gruplardan, bayanlardan oluşan grup oyunu kazandı.

Futbol ve voleybol maçlarının ardından günün yorgunluğu çökmeye başladı. Acıkanlar ve pikniğe geç katılanlar için tekrar yemek servisi yapıldı ve semaverlerde demlenen çaylar içildi ve kılınan ikindi namazının ardından Antalya'ya doğru yola çıkıldı. Antalya'da ilkbaharda şehir hayatının gürültüsünden uzaklaşılıp, dostlukların pekiştirildiği bir gün oldu.