Özgür-Der Antalya'da
Dün Özgür-Der’e yeni bir halka daha eklendi. Özgür-der Antalya temsilciliği açılışı dolayısıyla Esnaf sanatkar odaları birliği konferans salonunda düzenlenen ümmet bilinci konulu bir panel düzenlendi.
Dün Özgür-Der'e yeni bir halka daha eklendi. Özgür-der Antalya temsilciliği açılışı dolayısıyla Esnaf sanatkar odaları birliği konferans salonunda düzenlenen ümmet bilinci konulu bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Özgür-Der genel başkanı Hülya Şekerci, gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Haksöz dergisi yazarlarından Rıdvan Kaya katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Dr. Ahmet Balta Özgür-Der'in kurulduğu günden bu güne hak ve adaletin şahidliğini vahyin rehberliğinde yerine getirdiğini, zulmün karşısında onurlu duruş sergilediğini, mustazaf kitlelerin sesi olduğunu belirterek bu sese bir karşılık verme arzusu ile yola çıktıklarını, Antalya'da halkının kendilerini yalnız bırakmayacağına inandığını söyledi
Daha sonra ümmet bilinci konulu Panele geçildi. Konuşmacılardan Hülya Şekerci Özgür-Der'in Kuruluş gerekçesi ve amaçları konusunda katılımcılara bilgi verdi. Hülya Şekerci "İnsan hakları ihlalleri en temelde insanlar üzerinde Rabbleşme iddiasındaki baskıcı otoritelerin bir sapkınlığıdır. İnsan onurunu hiçe sayan, farklı kimliklere ve tercihlere hayat hakkı tanımamayı bir iktidar yolu olarak benimseyen küresel ve yerel zorbaların yaygınlaştırdığı insan hakları ihlalleri karşısında ekinin ve neslin ifsadına karşı çıkmak şiarımızdır. Özgürder emperyalist kuşatmaya karşı direngen ve cahili statükoya karşı muhalif bir kimlik ve mücadele inşasına yönelik olarak yeryüzü genelinde sürdürülen çabalar zincirinin sağlam bir halkasıdır." dedi. Şekerci kışkırtılan kavmiyetçilik duygusunun ümmet bilinci oluşumu önündeki en büyük engel olduğunu belirtti.
Daha sonra söz alan Rıdvan Kaya çocuklarını inançları doğrultusunda eğitim hakkının en temel insan hakkı olduğunu belirterek eğitim sisteminin resmi ideolojiyi dayatmasının bu açıdan insan hakları ihlali olduğunu belirtti. Yeni anayasa taslağı çalışmalarıyla yeniden gündeme gelen zorunlu din dersi konusunda, insanların inanmadığı bir dini öğrenmeye zorunlu tutulmasının yanlış olduğunu, kabul etmediği ideolojinin eğitimini almamaya zorlamanında aynı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak kemalizmi körpe dimağlara zorla yerleştirmenin zihnin işgali olduğunu bu nedenle müslümanlarında İdeolojik almam haklarının tanınması gerektiğini belirtti.
Son olarak öz alan Dilipak millet, cemaat ve ümmeti nasıl algılanması gerektiğini anlattın. Ümmetin bir ideali kendi özgür iradeleri seçen bireylerin oluşturduğunu vurguladı. bir soru üzerine şehadet kavramını açıklık getiren Dilipak şehadetin kur'ani bir kavram olduğunu, kurana göre anlaşılması gerektiğini anlattı. Şehadetin ancak Allah rızası gözeterek yapılan eylemler sonucu kazanılan bir makam olduğunu, Şan şöhret, makam ülke ırk uğruna yapılan eylemlerin sonucunun şehadet olamayacağını vurguladı.
Daha sonra mazlumder başka olmak üzere insan hakları alanında faaliyet göster en derneklerin mesajları okundu. Özgür-Der Diyarbakır şubesi gönderdiği mesajda " İslam adaletinin ve müslüman ahlakının bu topraklardan sökülüp atılmasının neden olduğu ölümcül sancıların hakim olduğu günlerde yaşıyoruz. Milliyetçi duyguların azgınlaştığı savaş naralarının atıldığı, etnik kimliklerin tanışma değil düşmanlık aracı haline getirildiği bir dönemden geçiyoruz. Savaş baronları savaşacak düşman arıyor ve zulmü daha da ağırlaştırıyor bu manzara karşısında halk her zamankinden daha fazla Müşlümanların şahidliğine ve İslamın adaletine muhtaç" denildi