“Kur’an’da İman” Konulu Seminer Gerçekleştirildi
Özgür-Der Antalya da bu hafta Tatvan Özgür-Der’den gelen Sinan Kıranşal’ın ‘’Kur’an’da İman Kavramı’’ konusunu işlemesi ile devam edildi.
Kıranşal sözlerine bizim Kur'an kavramlarını bilmediğimizi, Kur'an kavramlarından uzak bir dünya kurduğumuzu ve bunlara inandığımızı ama inandığımız şeyi bilmediğimizi söyledi. Ve bize bir mahiyet verildiğini o mahiyetin nereden kaynaklandığını bunun sınırını kimin çizdiğini ciddi anlamda bilmediğimizi ve hiçbirimizin Kur'an terbiyesinden geçmediğimizi bunun sebebinin de Kur'an ı Arapça öğrendiğimizi ve okuduğumuz Fatiha'nın hiçbir zaman anlamını öğrenmediğimizi bunun da bizim Kur'an'ı anlamamızda sıkıntı çıkardığından belirterek başladı.
Kur'an kavramlarını anlamak için çok çaba sarf edilmesi gerektiğini ve bu işin başlangıcı olarak "iman" kavramını öğrenmek ile başlamamız gerektiğini söyledi.
Daha sonrasında iman sözcüğünün kelime anlamının "e-m-n" harflerinden türetilmiş bir kelime olduğunu ve Arapça'da daha çok "güven, emniyet" anlamlarına geldiğini, iman kavramının ise "güven ve inanmayı" barındırdığını söyledi. Ve Kur'an'ı Kerim'de Allah'ın bizlerin kendinden başkasına iman etmememizi istediğini, Allah'ın iman edilmesi gereken olduğunu ve imanın sınırlarını çizenin olduğunu, dolayısıyla da bizim iman kavramında da Allah'tan başka bir söz sahibini tanıyamayacağımızı belirtti.
Allah kendisinden çok emin olduğu için yarattığı bizlerin de mümin olmasını istediğini, bizim de mümin olabilmemiz için adaletli olmamız, yeryüzünde tüm fitne fesatların yok olmasını, adalet merkezli olan dünya ve ahireti birleştirmek için çaba sarf etmemiz gerektiğini ve bunları da Allah'ın bizden istediği şekilde yaptığımız zaman mümin olabileceğimizi söyledi.
Rabbimizin tağut'a tapmaktan kaçınmamızı ve kendisini ilah olarak seçmemiz gerektiğini söyledi. Bunlara da peygamberler tarihinden örnekler vererek peygamberlerin insanları kula kulluktan aldığını ve sadece Allaha kul etmede nasıl bir çaba içerisinde olduklarından bahsetti.
Kıranşal "imanın" zıttının "İnkar (küfür)" olduğunu bunun sebebinin de imanın kendisini yaratan Rabbi ile bağlantının başlangıcı olduğunu, küfürün ise bir insanın kendisini yaratan varlığı inkar etmesi kabul etmemesi olduğunu bunun da büyük bir zulüm olduğunu söyledi. Kur'an da Allah'ın sakın zulüm edenlerle birlikte olmayın, bu anneniz babanız da olsa onlara meyletmememiz gerektiğini ve ateşin bize de dokunacağını ayetini hatırlatarak devam etti.
Kıranşal daha sonrasında "İman-Amel" ilişkisine değindi. Hiçbir amelin iman olmadan Allah katında kabul olmadığını ve bir hadiste de belirtildiği gibi "ameller niyetlere göredir." Allah iman etmediğimiz sürece kurtulamayacağımızı söylediği gibi iman ettikten sonra salih amelle süslemediğimiz zaman işlediğimiz tüm amellerin zayi olacağını ve örnek olarak da kafirlerin bütün iyi yaptıkları amellerinin onları kurtaramayacağını bunun sebebin de bu amellerin iman merkezli olmadığı ve Allah'ın kalpte olanın dışarıya yansımasına baktığını ve bizlerin de hiçbir amelin imansız Allah katında kabul edilmediğine iman ettiğimizi söyledi.
Daha sonra imanın mahiyetini açıklayan Kıranşal, Bakara suresinin 177. ayetinde "Allah'ın kendisine, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve ahirete" iman etmemizi emrettiğini ve bunların neredeyse çoğunun gaybi bir alem olduğunu ve bizim aklımızla ispatlayamayacağımız bir şeye iman ettiğimizi ve biz müminleri de kafirlerden ayıran farkın bu olduğunu söyledi. Bunların dışında da bilmediğimiz ve kafaları karıştıran bir alanın da kadere iman olduğunu Bakara suresi 177. ayetinde Allah'ın nelere iman etmemiz gerektiğini ve sınırını çizdiğini ve bu sınıra kadere imanı eklemediğini söyledi.
Kıranşal son olarak Allah'ın bizi dünya hayatımızı iman merkezli, vahiy merkezli ve bunları amellerle süsleyen, birbirleriyle adaleti ayakta tutan kötülükleri nehyeden ve başına gelen musibetlere sabreden ve hakiki iman eden kullardan eylesin diyerek ve Asr suresini ve Türkçe mealini okuyarak sunumunu bitirdi.
Program soru cevap kısmında sonra sona erdi.