Hilafetten Saltanata Geçiş Süreci
Özgür-Der Antalya Temsilciliği tarafından gerçekleştirilen 2. dönem Cuma Derslerinde bu hafta "Hilafetten Saltanata Geçiş Süreci" Müslüm Doğmuş tarafından anlatıldı.
Özgür-Der Antalya Temsilciliği tarafından gerçekleştirilen 2. dönem Cuma Derslerinde bu hafta "Hilafetten Saltanata Geçiş Süreci" Müslüm Doğmuş tarafından anlatıldı.
Doğmuş hicretin özellikle 40 ile 60 yıllar arasındaki süreçten bahsedeceğini açıklayarak sözlerine başladı. Hilafetin kelime manasından yola çıkarak, hilafet makamına seçilenlerde sahip olması gereken özelliklerden bahsetti. Bu kişilerin yaşayış olarak Kur'an'ı ve Peygamberi örnek almaları ve seçilen kişilerinde istişare ile seçilmesi gerektiğinden, Peygamberin (s) vefatından sonra cereyan eden olaylardan, Emevi ve Abbasi dönemindeki karışıklardan bahsetti. Peygamberin (s) insanlara pak/temiz bir din bıraktığını fakat sonradan gelenlerin kendi menfaatleri doğrultusunda acımadan birçok Müslümanı öldürttüğünü, halifelerin toplum ve din için, sultanların ise kendi çıkarları için çalıştığını, bunun yanında zalim yöneticilere karşı Hakkı söyleyen Müslümanların da olduğunu örnekler vererek anlattı. Bunun en güzel örneklerinden olan iki buçuk sene kadar devlet başkanlığı yapan Ömer b. Abdulaziz'in harfiyyen uyguladığı siyâsetini maddeler halinde okudu;
1. Müslümanlar, dünya hayatlarını, Allah'ın göndermiş olduğu son kitap olan Kur'an'a göre tanzim edecekler; Kur'an'ı bırakıp, başka kaynaklar aramayacaklar.
2. Hz. Muhammed (s.a.s.)'den sonra, hiç bir peygamber gelmeyeceği için, onun Sünnetinden başka takip edilecek bir yol, itaat edilecek bir ahkâm yoktur. Çünkü Allah, müslümanların onu, hayatlarının her safhasında; kullukla, siyasetle, ticarette ve sosyal hayatın bütün yönlerinde örnek almalarını emrediyor.
3. Allah'ın ahkâmını, yeni kanunlar koyarak değiştirmeye, kaldırmaya hiç kimse yetkili değildir; velev ki bu kişi, Ömer b. Abdülaziz, veya başka bir Devlet Başkanı olsun!
4. Allah huzurunda, Devlet Başkanı ile herhangi bir vatandaş arasında hukuki bakımdan hiç bir fark yoktur. Dolayısiyle vatandaşlar aç dururken, yâda bir çok ihtiyaçları varken, Devlet Başkanına köşkler yapurmak, milyarlar harcamak, içki alemleri hazırlamak, dalkavuklara para ve makam dağıtmak, onun geçeceği yolları süsleyip püslemek, sırf kendi rejimlerine itaat ediyorlar diye, layık olmayanları iş başına getirmek, Devlet Başkanını eleştirenlerin işine son verip işkence yaptırmak gibi fiiller gayr-ı İslâmî fiillerdir.
5. Devlet Başkanı, halkı eziyorsa, yâni kendisi her türlü dünya nimetini elinde tutup, vatandaşlarını bundan mahrum ediyorsa, bu Devlet Başkanından kaçan, ona itaat etmeyen zalim değildir.
6. Allah'a isyan içinde olan Devlet Başkanına, velevki bu Ömer b. Abdülaziz olsun, itaat yoktur. Yâni Ömer b. Abdülaziz şunu diyor:
'Ben veya başka bir halife; Allah'ın Kur'an'la çizdiği İslâm yolunu takip ettiğimiz müddetçe bize itaat vardır. Şayet Allah'ın kanun ve buyruklarından ayrılırsam, yâni O'nun kanunlarını değil, kendi keyfî kanunlarımı tatbik etmeye kalkışırsam, bana itaat yoktur'. İşte, İslâm'ın 'ulu'l-emre itaat' kanunu da budur.
Çeşitli soruların sorulmasının ardından ders sona erdi.