Özgür-Der Akhisar’da Seminerler Başladı
Özgür-Der Akhisar Temsilciliğince düzenlenen alternatif eğitim seminerleri, Hamza Türkmen'in konuşmacı olarak katıldığı 'Kur'an'ın İlk Muhataplarının Kur'an Algısı' konulu sunum ile başladı.
Sözlerine ilk vahyin 'Iqra' olduğunu söyleyerek başlayan Türkmen, 'Iqra'nın, 'Oku, hayatı ve kendini oku' şeklinde içe dönük ve 'Aktar, duyur, ilan et' şeklinde dışa dönük olmak üzere iki şekilde anlamlandırılması gerektiğini ifade etti. Türkmen,sözlerine şöyle devam etti:
'Hemen akabinde Resulallah, Müddessir Suresinde, 'Kalk ve uyar, Rabbini tekbir et, elbiseni temizle, 'rucz'dan ayrış' emirlerine muhatap olmuştur. Ayetteki 'elbise' kimliği sembolize eder. İçinde yaşadıkları cahili toplumdan kimliksel olarak kopma anlamına gelir. 'Rucz' ise, şirk ve zulüm gibi her türlü nefsi kirliliktir. Resulallah ve beraberindekiler, 'rucz'dan hicret etmekle emrolunmuşlardır. Bu, mekansal değil, kimliksel hicrettir.
Kur'an Hayata Müdahale Eden Bir Kitaptır
Hamza Türkmen sunumuna şöyle devam etti: 'Kur'an, bir hayat kitabıdır. İnsanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak için gelen bir ölçüdür. İnsanları fıtrata ve normal olana döndürmek için inzal olunmuştur. Fıtrata ve vahya aykırı olana müdahale eder. İlk muhataplar arap olduğu için de onların anlayacağı dilde, arapça indirilmiştir. Dolayısıyla bu ilk muhataplar, onu anlıyorlardı. İman eden de anlayarak iman ediyordu, inkar eden de yine anlayarak inkar ediyordu. Oysa günümüzde müslümanlar, Kur'an'la irtibatlarını koparmışlardır. Bir takım ahad haberleri dikkate alıp, Kur'an dışı kaynaklara yönelmişlerdir. Oysa ki, kesinlik ifade eden yalnızca vahiydir, korunmuş ve muhkemdir.
Vahyin Yaşayan Şahitleri Olmalıyız
Türkmen, içinde yaşadığımız toplumun Kur'an toplumu olmadığının, cahili bir toplum içinde yaşadığımızın altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti:
'Hz. Peygamber''in ilk vasfı, şahitliktir. Vahye şahittir. Bizler de yaşadığımız toplumda vahiy şahitleri olmalıyız. Yaşayan şehitler olmalıyız, toplumu vahiyle uyarmalıyız. Resulullah ve beraberindekiler, bunun için geceleri Dar'ul Erkam'da toplanıyorlardı. Bunun için istişare edip düşünüyorlardı. Yaşadıkları toplumdaki zulüm ve haksızlıklara karşı, toplumu vahiyle uyarıyorlardı. Biz de, yaşadığımız toplumdaki zulüm ve haksızlıkları ifşa etmeli ve bunlara karşı mücadele etmeyi görev addetmeliyiz.
Akılcılık Vahyin Ölçüsünden Çıkmaktır
'Kur'an'da 'akletmez misiniz?' sorusunun sıkça tekrarlandığını hatırlatan Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Akıllılık, haddini bilmek, yani vahye teslim olmaktır. Çünkü, aklımız sınırlıdır ve bizler gaybı anlamak için, ilme yani vahye muhtacız. Akılcılık ise her şeyi bilirim diye düşünür, ilmin sınırından çıktığımız zaman akılcı oluruz.'
Cihad Bütün Kur'an Talebelerinin Temel Görevidir
Türkmen eğitimin, Kur'an taliminin çok önemli olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: 'Kur'an'ın talimi, okunanların hayata geçirilmesidir. İlk müslümanlar, vahyi talim ederek öğreniyorlardı. Cihad, bütün Kur'an talebelerinin temel görevidir. Cihad, Allah'la insan arasındaki,insanla fıtrat arasındaki engelleri kaldırmaktır. Bizler bunun bilincinde olmalı ve yaşadığımız toplumda bu anlamda cihad etmeliyiz.