Müslümanlar Arasında İlişkiler ve Ölçüler
Akhisar Özgür-Der Temsilciliğinde 2018-2019 döneminde düzenlenen seminer programlarının ilkinde Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya “Müslümanlar Arasında İlişkiler ve Ölçüler” konusunu anlattı.
Rıdvan Kaya ifsadın yaygınlaştığı, dünyevileşme anaforunun herkesi kuşattığı bir ortamda cemaat olmanın ve ıslah faaliyetinde bulunmanın önemine değinerek başladığı konuşmasında özetle şunları anlattı:
Kur'an bizlere tebliğ ve şahitlik vazifesi yüklüyor ve bunu topluca üstlenmeye çağırıyor. "Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun." emrine hepimiz muhatabız. İman şahitliği, şahitlik birlikteliği gerektirir. Birliktelik de bazı vasıflar gerektirir. Fedakarlık, dayanışma, Allah için sevme ve birbirimizin eksiklerini tamamlama, hataları affetme konusunda Rasulullah'ın örnekliği belirleyicidir.
''Resullerin hayatlarında sizler için güzel örneklikler vardır'' Müslümanların ilişkilerini nitelikli bir hale dönüştürmek için birbirlerinin eksikliklerini tamamlama, hatalarını örtme, güzelliklerini çoğaltma hasletlerini barındırmasının elzem olduğu açıktır. Müslümanların birbirlerine merhametle yaklaşması gerekir. Birbirlerini affetme erdemini göstermeleri ve Allah için geri adım atabilecek olgunlukta kişiler olmaları gerekir.
İlişkilerdeki temel ölçümüz 'Müminlere karşı merhametli, kafirlere karşı net ve tavizsiz olmak' tavrıdır. Sosyal ilişkilerde hatalar karşısında yumuşak ve itidalli bir tavır sergilerken dini meselelerde tavizsiz olmamız gerekir.
Diğer bir husus affetme olgusudur. Müslümanlarla ilişkilerde "affetme" olgusunu es geçmemiz gerektiğini hatırlatmamız gerekiyor. Din hususunda olmayan hataları affetmeyi, görmezden gelmeyi bilmeliyiz.
Kardeşlik, paylaşma, dayanışma, Allah için sevme gibi kavramları ve elbette bunlara uygun tutum ve davranışları iç işleyişte, ilişki sisteminde görünür kılmalı, bir hayat tarzına dönüştürmeliyiz.
Hiyerarşi sorununu, ilişki sistemini kışla disiplinine çevirmeksizin çözmek durumundayız. İstişarenin esas alındığı bir işleyiş sadece iddia olmakla kalmayıp, pratiğe de taşınabilmişse hiyerarşi bir sorun değil, öncülük yarışı olarak algılanmak zorundadır. Salahiyet, ehliyet kriterini öne çıkartmalı, müktesep hak anlayışını, ayrıcalık sistemini tasfiye etmeliyiz. Kurumsal açıdan liyakat, bireysel düzlemde ise fedakarlık kavramlarının merkeze alındığı bir ilişki biçimi, bir tarz geliştirmeliyiz.
İçinde yaşadığımız toplumun ve en genelde de tüm insanların farklılıklar, çeşitlilikler barındırdığı gerçeğini gözönünde bulundurarak temel kimlik ve program çevresinde çelişkiler, zıtlıklar oluşturmamak kaydıyla çevremizde farklı eğilimler, talepler geliştiren kişilere karşı müsamahakar, kuşatıcı bir tutum geliştirmeli, dışlayıcı tavırlardan kaçınmalıyız. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'in "Onlara yumuşak davranmasaydın etrafından dağılır giderlerdi." (3/159) şeklindeki buyruğu her daim yol gösterici olmalıdır.
Program sorulan soruların cevaplanmasıyla sona erdi.