Modern Dünyada Aileyi Korumak
Özgür-Der Akhisar Temsilciliğinde yeni dönemin ilk programında yazar Nehir Aydın Gökduman konuk oldu.
''Modern Dünyada Aileyi Korumak'' başlıklı seminer konusunu anlatan Gökduman, Müslüman camianın kültür sanat konusunda eksik olduğu vurgusunu yaparak konuşmasına başladı. Gökduman konu hakkında özetle şunları anlattı:
Allah, bizlerden kendimizi ve nesillerimizi ateşten korumamızı ister. Hayatımızda en önemli konuların başında çocuklarımız ve nesillerimiz gelir. Müslümanların diğer konular kadar en az çocuklarını hayırlı ve sağlıklı nesiller olmasını sağlayan bir çabanın içinde girmeleri gerekiyor. Aile ve çocuk bizlere için hayatımızın en önemli çekirdeğini oluşturuyor. Bizler Allah'ın resulünden aile hayatını böyle öğreniyoruz.Tabii ki her şeyin bir bedeli ve sıkıntısı var. Adem' den bu yana Allah'ın dinini yaşamaya çalışan ve tebliğ eden peygamberler en çok sıkıntı yaşayanlardır. Hz.Adem'in (a.s) iki oğlunun durumunu bilmeyen yoktur. Biri hakkı seçerken diğeri batılı seçmiştir. Hz.Nuh (as) kıssasını biliriz. Yüzlerce yıl mücadele vermiş, ancak bir gemiyi dolduracak kadar insan bulmuş. Gemiye binmeyenlerden biri de kendi öz oğluydu. Hz.Yusuf ve kardeşlerine baktığımızda aynı sıkıntıyı görürüz. Kardeşleri hem babalarına hem de kardeşlerine yapmadıkları kalmamış, Bu kıssalarda yaşananlar bizler için ibret vericidir.
Hz.Muhammed (s.a.v) dönemindeki kadına ve kız çocuğa verilen değere bakalım. Kız çocuklarının utanç kaynağı olduğu ve diri diri toprağa gömüldüğünü biliriz. Kadın her zaman ikinci sınıf olarak kalmıştır. Rabb'imiz peygamberine dört kız çocuğu vermiştir. Mekke dönemde kadına ve kıza verilen bu değersizliğe rağmen peygamber kız çocuklarıyla görülen ve oynayan bir baba olarak tanınır. Hz. Hatice ile büyüttüğü dört kızla örnek aile olmuştur. Resulün ,risaletten sonra da ailesiyle ve çocuklarıyla zaman geçirdiğini görürüz. Bizler de ehlimizi ve nefsimizi ateşten korumak istiyorsak bu örnekliği göstermeliyiz.
İçinde yaşadığımız dönemde kadınlarımıza verilen değer ne orandadır?
Çocukların ve kadınların ikinci durumda tutulduğu evlilikler ve yaşamları görebiliyoruz. Hal böyleyken sağlıklı bir aile ve evlat göremiyoruz. Bizler kadın olarak sorumluluğumuzun ağır olduğunu bilmeliyiz. Allah biz kadınları çok güçlü yaratmıştır. Kadınların anne olarak yaratılması bizlerin güçlü olduğunu gösterir. Bunu bilmeliyiz. Allah kaldıramadığımız yükü kuluna yüklemez. Bu açıdan bize düşen, sorumluluğumuzun farkında olmaktır. Önemli olan niçin yaratıldığımızı bilmektir. Çevremize bakışımız bu pencereden olmalıdır.
Aile, birini çektiğinizde diğerlerinin ayakta duramadığı yapı demektir
Sosyal yaşamda peşinden koşup gittiğimiz bütün o kendimizi beslediğine inandığımız konuşmalar, koşuşturmalar, etkinlikler, siyasal, sosyal, kültürel, sanatsal eylemselliklerin merkezi, doğduğu yer ailedir. Birbirimizle sükûn bulduğumuz eşlerimizin, aydınlık yüzlü evlatlarımızın olduğu kutsal ocaktır aile. Kur'an bize üç aileden bahseder; Ali İmran, Ali Muhammed, Ali İbrahim. Bu ailelerin kökenine indiğimizde, Allah'a neslimizden sana kulluk eden, onurlu bir nesil çıkar diye dua eden ve çağlar boyunca bu istikamette çaba gösteren aileler olduğunu görüyoruz.
Modernizmin bireyin mutluluğunu hedef aldığı ve ailenin köküne dinamit koyan ve diğer adına dünyevileşme diyeceğimiz modern çağda nasıl bir aile modeli oluşturacağız?
Kuran sosyal bazda bile ben olgusunu kullanmazken namazımızın Fatiha'sında hep biz lafzını kullanırken modernizmin hiçbir ilkesinin bizim din anlayışımızla örtüşmediğini görürüz.
Çatışan ilkeler şunlardır; Modernizm hem toplumda hem ailede kişiye bireyciliği telkin eder. Modernizm geleneğe galebe çalarak, eskinin daima kötü, yeninin ise iyi ve kabul görür bir durum olduğunun altını çizer ve ahlak ilkelerini de hedef alır. Modernizmin kapitalizmle kardeş olmasından kaynaklanan bir başka boyutu ise mala, eşyaya olan düşkünlüktür. Modern aileyi bir arada tutan gereksiz alınan haz, eşlerin birbirlerine duyduğu aşk, maddi karşılık, kariyer denkliği, fiziksel görünüm gibi ilkelerle ayakta dururken, Müslüman ailede olması gereken iman birliği, hayırlı nesiller ortaya çıkarma gayesi bunların gölgesinde kalmıştır.
Modern ailede eşlerin ve çocukların birbirlerine tahakküm sınırı çok dardır
Modern ailede çocuk ortak mülk gibi görünse de bağımsız ve egosu yüksek bir varlık olarak yetiştirilir. Çocuğun eğitimi anneden çok kreş, okul ve öğretmenlere yüklenir. Modern hayat anne-baba ve evladı her fırsatta birbirinden bağımsız olmaya teşvik eder. Çocuğun eğitim çağında yurt ortamına terk edilmesi modern çağın hayatı tanıma ve tanımlandırmada gerekli kıldığı diktelerden biridir. Modernizm çocuk sayısına da müdahale eder. Bugün batılı nüfusun giderek yaşlanması bunun en büyük sorunsallarından biridir
Modernizm çekirdek aileyi önemser
Aile çevresindeki diğer şahıslar, en yakın akrabalar, nine dede gibi, ikincil ya da yok hükmündedir. Çekirdek ailenin çıkarları herkesin üzerindedir. Modern toplumda annenin çalışması hele ki iyi bir konumdaysa çok önemsenir ve neredeyse mecbur tutulur. İslamda ise ailenin nafakası erkeğe aittir. Kadının mecbur kalmadığı ölçüde sırf nafaka temini için çalışması uygun görülmez. Modernizm hem bireye hem aileye hem ailesel hem de toplumsal baz da insanı ilgilendiren birçok meselede duyarsızlığı tavsiye eder. Modernizm kapitalizmin tüketim çarkına dâhil olmamızı ister. Modernizm eşlere görevler tashih eder ve kimse kimsenin görevine yardımcı olmak durumda değildir. Modernizm dış görünüm ve kıyafet konusunda gösterişçi ve rekabetçidir. Modernizm görselleri, TV, internet vs ilkelerini yaygınlaştırmada sonuna kadar kullanır.
Seminer yazarın kitaplarını imzalaması ile sona erdi...