Küresel Vesayet ve Darbeler
Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde düzenlenen programda Hamza Türkmen Küresel Vesayet ve Darbeler başlıklı konuyu anlattı.
Hamza Türkmen, konuşmasına Türkiye'de Vesayet ve Darbelerin anlaşılabilmesi için konuyu kavramsal planda ele alacağını söyleyerek Nisa Suresi 6 ayet :" 6. Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter." çerçevesinde vesayet kavramını değerlendirerek örneklemelerde bulundu. Ümmet üzerinde uygulanmaya ve dayatılmaya çalışılan fikriyat yani egemenlerin vesayeti ise Batılı paradigma içeriyordu ve 1. Dünya savaşından sonra başlatıldı diyerek tarihi süreci değerlendirdi.
Türkmen, konuşmasının devamında Osmanlı'nın son döneminden bahsedip, ümmet coğrafyasının 1. Dünya savaşında işgal edildiğini, özellikle Sykes - Picot antlaşmasıyla toprakların cetvellerle bölünerek ve asla bu bölge ve tarihinde rastlanmayan yeni isimlerle adlandırdıklarını vurgulayıp örneklerle dönemi ele aldı. Mağlubiyetleri, çöküşleri ve çürümüşlüğü Sünnetullah çerçevesinde okuyamayan paşa çocukları, özellikle Batı'da eğitilen subaylar ve çocukları bundan çıkış yolları aranmış ve bu yolla Paris'e, Londra'ya gönderilerek eğitilen bu subaylara genç Türkler derken Batı ise bunlara Jöntürkler, jönaraplar, jönfarslar dediklerini, kürdoloji, türkoloji, farsoloji, araboloji ensitüleri kurarak ve hatta ulus temelli ilk gramerleri de bizzat Batılıların çıkararak Türk, Kürt, Arap söylemlerini bunların oluşturduğunu söyleyerek dönemle ilgili birçok örnekler verdi.
Daha sonra 1. Meclis ve 2. Meclisin kuruluş aşamalarına değinerek 2. Meclisin bir darbe sonucu kurulduğunu örnekler vererek izah etti. Lozan Barış Antlaşması çerçevesinde konuyu izah edip Rıza Nur'un hatıratlarından örnekler veren Türkmen, Lozan Anlaşmasını 1. Meclisten geçiremeyen M. Kemal ve arkadaşlarının 1.meclisi nasıl lav ettiklerini ve nasıl darbe yaptıklarını uzun uzun anlatarak Türkiye'de bütün darbelerin, darbecilerin Kemalist olduğunu vurgulayıp sonraki süreci detaylı olarak anlattı.
Türkmen, daha sonra Türkiye'deki diğer tüm darbeleri tek tek tahlil ederek 1. Darbenin ilk meclisin kapatılması olduğunu söyledi ve bu durumu çeteci ve ya mafya Kemalizm darbesi olarak tanımladı. 27 Mayıs darbesinin sol görünümlü bir Kemalist darbe, 12 Eylül'ün sağ görünümlü bir Kemalizm darbesi, 28 Şubat'ın İslamifobik bir Kemalist darbe olduğunu ifade etti. 15 Temmuz'un ise Batini Kemalist bir darbedir diyerek Türkiye'deki tüm darbelerin Kemalist bir darbe seyri içerdiğini ve ortak noktalarda buluştuğunu birçok örnekler vererek ve darbeleri tek tek analiz ederek sundu. Daha sonra sözü ümmet coğrafyası ve yakın zamanda gerçekleştirilmeye çalışılan 15 Temmuz darbesine getirdi.
Türkmen daha sonra darbelerin amacının Osmanlı'dan bu yana Müslümanlar üzerinde vesayet kurmak, onları ötelemek ve İslam'ı sosyal hayattan uzaklaştırmak olduğunu belirterek senelerden bu yana bu zulme muhatap olan halkın henüz darbenin kimin tarafından gerçekleştirildiğini bilmeden darbeye karşı çıkmak için sokaklara döküldüğünü dile getirdi. Mısır'da gerçekleştirilen zulme sadece Erdoğan'ın ve stratejik ortağı olan Katar'ın darbe dediklerini hatırlatan Türkmen, darbe kalkışmasının görece vesayetten kopan ve piyon olmaktan uzaklaşan Türkiye'nin işbirlikçiler eliyle tekrar güdüm altına alınmak istenmesinden teşekkül olduğunu belirtti.
Türkmen Konuşmasını 15 Temmuz'da elde edilen başarının paydaşlarını şu şekiller sınıflandırdı;
-28 Şubat direniş ruhunu taşıyan on binlerce insan,
-Özgürlüğünü, namusunu, geleceğini korumak üzere erdemli bir duruş ortaya koymuş on binlerce insan,
-Kendi kitlesini ''Biz Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeyiz.'', ''Biz bu yola idam gömleğimizi giyerek çıktık.'' sözleriyle direnişe hazırlayan ve halkta bir özgüven uyandıran Recep Tayyip Erdoğan,
-Ümmet Coğrafyası'nda başlayan özgürlük, adalet, hak arayışlarının toplumda oluşturduğu yankı ve şahitlik
Toplumun , duygusal yönü baskın da olsa, darbelerin sessizce izlendiği günlerden tankların önünde dik durulmasına kadar gelen önemli bir değişim süreci yaşadığını belirten Türkmen; bu dönüşüm sürecinin doğru bir şekilde okunması ve kazanıma dönüştürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bu bağlamda Türkmen o gece yaşananlara da değinerek sosyolojik analizlerde bulunarak konuşmasına son verdi.
Sorulan soruların cevaplanmasıyla program sona erdi.