Emperyalist güçlerin İslam dünyasını işgal etmesinden günümüze kadar ortadoğudaki gelişmeleri bilmeden bugünü sağlıklı değerlendiremeyeceğimizi belirten Rıdvan Kaya kısaca bu arka planı anlatarak başladığı konuşmasında özetle şunları anlattı:

''Bölgede Tunus'ta başlayan olayların arkasında emperyalist güçleri aramanın yerine zalim despotik yönetimlere karşı korku duvarını aşan birbirlerinden etkilenen halkların olduğunu görüyoruz. Bu ayaklanmaların İslam dünyası için olumlu bir gelişme olduğunu bu ülkelerde yaşayan müslümanların önceki durumlarıyla mukayese ederek somut olarak müşahede edebiliriz. Emperyalist güçlerin bu son olayları kendi lehleri yönünde etkilemek istedikleri çok açıktır. Ama bölgedeki İslami hareketlerin tecrübelerine birikimlerine güvenmeliyiz. Bu hareketlerin mücadele süreçleri boyunca bir çok bedeller ödediklerini unutmamalıyız. Despotik zalim yönetimlerin tasfiyesi her halükarda müslümanların lehine olan gelişmelerdir.

Bu ayaklanmaların arkasında sadece İslami hareketlerin olmadığını liberal solcu bir çok çevreninde destek olduğunu görüyoruz. Ama rejimlere muhalif olan asıl gücün müslümanlar olduğu da çok açıktır. Bu hareketlerin İslami kimliklerini ve taleplerini öne çıkarmaları ortak taleplerde bulunurlarken bile İslami kimliklerinden taviz vermemeleri en doğrusudur. Halkın beklentileri yönünde ortak talepleri diğer muhalif gruplarla birlikte dillendirmek yanlış değil bunu yaparken kimliğimizi arka planda bırakmak yanlıştır. İslami hareketler bu konuda duyarlı olmalıdır. Bölgedeki bu gelişmelerin baştan sona örgütlü ve muhalif kişilerce, özellikle de müslümanlarca gerçekleştirildiğini, gelişen olaylar ve neticeler ortaya çıkarmıştır. Toplumsal değişimlerin kendiliğinden ya da büyük oranda sosyal medya vasıtasıyla gerçekleştiğini söylemek temelsizdir.''

Seminer programı soru cevap bölümünden ve yapılan katkılardan sonra sona erdi.