Akhisar'da Hz. İsa ve İmran Ailesi Konuşuldu
Akhisar Özgür-Der tarafından düzenlenen seminerin bu haftaki konuşmacısı Hamza Türkmen oldu.
Akhisar Özgür-Der temsilciliğinde düzenlenen seminer programlarının bu haftaki konuşmacısı Haksöz dergisi yazarlarından Hamza Türkmen oldu.
Hz İsa ve İmran Ailesi başlıklı konu hakkında Türkmen özetle şunları anlattı:
''Kur'an'ın 3. suresi Al-i İmran bu aileyi ifade eder, Hz. Meryem bu ailenin kızıdır. Arapça kullanımda ata baba anlamına da gelen İmran kelimesi İmran'ın soyundan anlamında da kullanılmış olabilir.
İmran'ın karısı: "Rabbim! Karnımdakini hür bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin" demişti. Onu doğurunca, Allah, ne doğurduğunu bilip dururken "Rabbim! Ben onu kız doğurdum. Oysa erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu sana ısmarlıyorum" dedi. Rabbi Meryem'e hüsn-ü kabul gösterdi; onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriyya'yı da onun bakımı ile görevlendirdi. Zekerriya Ma'bedde onun yanına her girişinde onun yanında bir rızik bulur ve "Ey Meryem, bu sana nereden " der; o da "Bu, Allah tarafındandır, Allah, dilediğine sayısız rızik verir." derdi. (Ali İmrân Suresi / 35-37) ayetlerinden anlaşıldığı gibi Hz. Meryem Allah için adanıp Hz. Zekeriyya gözetiminde mabedde güzelce yetişmişti.
(Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kıssasını da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) doğu tarafında bir yere çekilmişti. Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü. Meryem: "Ben senden Rahmân (olan Allah) a sığınırım. Eğer Allah'dan korkuyorsan (dokunma bana)" dedi. Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği bir elçiyim" dedi. Meryem: "Benim nasıl çocuğum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmamıştır. Ben iffetsiz de değilim" dedi. Melek: "Bu, dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasız çocuk vermek), bana pek kolaydır. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız. Hem, bu önceden (ezelde) kararlaştırılmış bir iştir." dedi. (Meryem Suresi / 16-21)
Dirayet ekolü Hz. İsa'nın yaratılışını Hz. Adem yaratılışı gibi değerlendirmiş ruh kelimesine can anlamı vermişlerdir. ''Şüphesiz, Allah katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oluverdi.'' (Al-i İmran /59)
''Nihayet (Allah'ın emri gerçekleşti) Meryem İsa'ya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere çekildi. Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi. Melek, Meryem'e, aşağı tarafından şöyle seslendi. "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı." "Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün." "Ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen, ben Rahmân (olan Allah)a bir oruç (susmak) adadım. Onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım" de. (Meryem Suresi /22-26)
Bu ayetlerde korunaklı bir yerde ihtiyaçlarının karşılanarak Meryem'in toplumundan uzak bir yerde Hz. İsa'ya baktığını görüyoruz. Doğumda yaşadığı sıkıntı onun beşer özelliğine bir vurgudur. Yine Kur'an'da Hz. İsa için ''kelimetullah '' ifadesi kullanılır burdan kelami tartışmalar çıkaran Nasraniler İslam tarihinde Halk-ul Kur'an diye meşhur olan tartışmayı çıkardılar. Dirayet ekolü ve Buhari gibi birçokları Kur'an'ın yaratılmış olduğunu belirtip bu tuzağa düşmediler.
Sonra Meryem onu (İsa'yı) yüklenerek kavmine getirdi. Onlar (hayretler içinde şöyle) dediler: "Ey Meryem! doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın."Ey Harun'un kızkardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi, annen de iffetsiz bir kadın değildi."
Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. Onlar; "Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?" dediler.
( İsa şöyle) dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı."
"Beni, nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti."
"Beni anneme hürmetkar kıldı. Beni zorba ve isyankar yapmadı." (Meryem Suresi/ 27-32)
Bu ayetlerde de beşikte konuşan Hz. İsa'nın söylediklerinden bebeklikten çıktığını ama yinede küçük yaşta olduğunu anlayabiliriz. Hz. İsa israiloğullarına gönderilmiş bir elçidir. Onlarla din hususunda mücadele edince onu öldürmeye kalktılar Allah onu İsrailoğullarının elinden kurtardı. Onun yerine başka birini öldürdüler. Allah ona İncili indirdi. Hz. İsa Tevrat'a uydu ama bazı konularda İncil Tevrat'ı neshetti. Ona uyan havarilerin mücadelesinde ona yardımcılar olduklarını görüyoruz. Hz. İsa'nın ordan kurtulduktan sonra mücadelesine devam edip bir Tevhid cemaati oluşturduğunu Kur'an'daki diğer ayetlerden anlıyoruz.
Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun! Meryem oğlu İsa'nın havarilere: "Allah'a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki: "Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğullarından bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkâr etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.(Saff-14)
Hz. İsa'nın ref'i meselesinde de Allah'ın aynı Hz. İdris gibi ona bir makam verdiğini anlıyoruz. Yoksa göğe yükseltilip kıyamet zamanı inmesi gibi bir anlayış Kur'an'dan onay almaz.
Kur'an sonradan Pavlus tarafından oluşturulan teslis akidesini kesinlikle reddeder.''Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına yakışmaz. O bundan münezzehtir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir.'' (Meryem Suresi /35)
Hz. İsa tüm peygamberler gibi Tevhid mücadelesi yapmış başına gelen musibetlere sabretmiş bizlere örnek olan bir peygamberdir. Toplumundaki bozulmaya/fesada karşı İsrailoğullarını yeniden vahye ve fıtrata çağırmıştır. Seminer programı sorulan soruların cevaplanmasıyla sona erdi.